Bebeğim, Bunu biliyorum. Düştüğünü gördüğüm anda.. Silahı şakağıma dayar.. | Open Subtitles | حين رأيتك تسقطين كدت أضع المسدس في فمي وأسحب الزناد |
Kapağı açtı, İspanyol'u vurdu ve Silahı Maria'nın eline tutuşturdu. | Open Subtitles | فتح الباب .. قتل الأسباني .و وضع المسدس في يد ماريا |
Başka bir şehre tayin isteyin ve de bu Silahı nehre atayım. | Open Subtitles | انتقل إلى مدينة أخرى وسأقوم برمي هذا المسدس في النهر |
Elime bir silah alır ve onu bizzat ben vururdum. | Open Subtitles | سأضع المسدس في يدي وأطلق النار عليها بنفسي |
Elime bir silah alır ve onu bizzat ben vururdum. | Open Subtitles | سأضع المسدس في يدي وأطلق النار عليها بنفسي |
Affedersin ben "dedektifim" ve silahını yere bırakman gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | معذرة, أنا محققة وأظن حقًا أن تضع المسدس في الأرض |
Silahı tekrar şala sardı ve lekeli mendil ve batmalarını sağlamak için bir de mermer küllüğü sardı. | Open Subtitles | وعندها يضع المسدس في الوشاح المسروق ويضيف المنديل الملون ومنفضة سجائر من الرخام للتأكد من أن جميعها تغرق إلى أسفل |
Onu daha Silahı yüzüme dayadığında yaptım. | Open Subtitles | أنا فعلت ذلك عندما ألصقت ذلك المسدس في وجهي |
ama 29 krizi onun çıkarlarınıda vurdu ve o yıl ağzına Silahı dayadı ve intihar etti. | Open Subtitles | وقد وضع المسدس في فمه بتلك الليلة أو مثل ما قرأت |
Kendimi öldürecektim. Ama yapamadım. Silahı körfeze fırlattım. | Open Subtitles | كنت سأقتل نفسى حتى ولكن لم أستطع رميت المسدس في الخليج |
Aynı Silahı başka bir suçta kullandıklarını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقول أنهم استخدموا نفس المسدس في جريمة أخرى؟ |
Kafayı çekti ve sonra Silahı ağzına dayadı ve beynini uçurdu, beyni bütün duvara dağıldı. | Open Subtitles | أبيه الثمل وضع المسدس في فمه و بعثر مخّه على الحائط |
- Onun eline Silahı sen verdin. - Bu doğru değil. | Open Subtitles | أنت الذي وضعت ذلك المسدس في يده هذا غير صحيح |
Bildiğim kadarıyla, o Silahı dolabıma siz yerleştirdiniz. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنك أنت من وضعت المسدس في خزانتي. |
Silahı evine saklayıp kanlı giysisini kız arkadaşının dairesinde bırakıyor. | Open Subtitles | ويخفي المسدس في منزله ويترك قميص ملطخ بالدم مرمي في شقة صديقته؟ |
Ona açıkca bir terörist olmak istediğimi söyledim... dün Silahı oraya yerleştirdim... sanki daha önce bir silah görmediği gibi davrandı. | Open Subtitles | لقد لمحت له بانني أريد ان أصبح ارهابي لقد وضعت المسدس في بيته في الامس كانت ردت فعله وكانه لم يرى مسدس من قبل |
Atalarından kalan arazilerini size devretmiyordu, siz de değersiz ziynet ve likörlerle ona rüşvet verdiniz ve sonra da kafasına bir silah dayadınız. | Open Subtitles | لم يوقع على أراضي أجداده لقد رشوته بالحلي والخمور ثم وضعت المسدس في وجهه |
Kaliforniya'da bir silah almak için 21 yaşında olmak gerek. | Open Subtitles | يجب أن يكون 21 لشراء المسدس في ولاية كاليفورنيا. |
Bir gün askerler hücresine dalıp en büyük kızına tecavüz etmeye kalktıklarında, kızına sarılıp onları engelliyor, başına bir silah dayadıklarında bile kızını bırakmıyor. | TED | وعندما اقتحم الجنود زنزانتها ليقوموا باغتصاب ابنتها الكبرى مسكت بقوة بيد ابنتها ولم تدعها تفلت منها حتى بعد أو وضعوا المسدس في رأسها |
Fakat olay yerinde herhangi bir silah bulamadık. | Open Subtitles | وحتى الآن لم نجد المسدس في موقع الجريمة |
- Lütfen. Bir ölüm repçisini benzettiğini gördüm, üstelik kıçında silahını bulmuşlardı. | Open Subtitles | رأيته يفلت من قضية قتل رغم أنهم وجدوا المسدس في جيب سرواله. |
Daha sonra Vikram'ın odasına gittiğimde Binbaşının, silahını ona doğru doğrulttuğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما دخلت بعد قليل الي غرفة سيدي رأيت المسدس في يد القائد |