Hızlandırıcı, etil eter. Bir işaret. | Open Subtitles | المسرّع المستخدم هو أثير الإيثيل ذلك توقيعه |
Yangınlarda kullanılan Hızlandırıcı. | Open Subtitles | المسرّع الذي تمّ استخدامه بإشعال الحرائق |
Saldırı, nefsi müdafaaydı ve Hızlandırıcı da tuzak. | Open Subtitles | الهجوم كان دفاعاً عن النفس , و المسرّع قام أحدهم بدسّه |
Hızlandırıcı, her hangi bir benzin istasyonunda kolaylıkla bulunabilen bir motor yağı. | Open Subtitles | المسرّع كان زيت محرك شائع ومتوفر بأي محطة وقود |
Saat şu andan itibaren, 30 saniye sonra hızlandırıcıyla bağlanmaya ayarlandı. | Open Subtitles | معايرة الساعة ستبدأ بإقامة روابط مع المسرّع بعد 30 ثانية من الآن |
Evet, bu yeni saat teorik olarak hızlandırıcıyla eş zamanlı olmalı. | Open Subtitles | أجل، ينبغي لهذه الساعة الجديدة أن تتزامن مع المسرّع من الناحية النظريّة |