"المشاكلِ" - Translation from Arabic to Turkish

• sorunları
• problemleri
• sorunlar
• problemlerimiz

Önce evlilik sorunları çıktı, şimdi bana gırtlak kanseri olduğumu söylüyorsun.
في البداية أحصل على المشاكلِ الزوجيةِ، والآن أنت تُخبرُني أنني أصبت بسرطانِ الحنجرةِ.

Raymond'ın kişisel sorunları var.
رايموند كَانَ عِنْدَهُ بَعْض المشاكلِ الشخصيةِ.

Bunları, sorunları gerçekleşmeden önce öngören bir erken uyarı sistemi olarak düşünün.
إعتبرْهم كه نظام أمني إنذار مبكّر تَوَقُّع المشاكلِ قَبْلَ أَنْ يَحْدثونَ.

Gerçek problemleri maskeliyor çünkü bazı erkekler duygularını göstermeye korkuyorlar.
وهي تخفي بعض المشاكلِ الحقيقية لدى بعض الرجال لأنهم يخافون مواجهة مشاعرهم

Bu çocuğun içinde çok derin problemleri var.
ذلك الطفلِ عِنْدَهُ بَعْض المشاكلِ الثابتةِ.

Kredi kartımla ilgili bazı sorunlar yaşıyorum da.
أُواجهُ بَعْض المشاكلِ انا ببطاقةِ إئتماني.

Bazı problemlerimiz var. Son durum nedir?
ربما نواجه بَعْض المشاكلِ كيف هو جدولنا؟

Komutanın bazı uyum sorunları var.
القائدَ عِنْدَهُ بَعْض المشاكلِ في ضبط

Bu sorunları geride bırakmasına yardım edin.
ساعدْه لتَرْك هذه المشاكلِ وراءة.

Robert'ın sorunları var.
أَعْني... روبرتعِنْدَهُالمشاكلُ، عِنْدَهُ العديد مِنْ المشاكلِ.

Sen de benimle gelirsin diye düşünmüştüm. Seninle, sorunları çözme yöntemlerimiz farklı.
عِنْدَنا طرقُ مختلفةُ لحَلّ المشاكلِ

- ...bazı sorunları vardı.
-لقد كانت لدية بعضُ المشاكلِ .

Ama bazı problemleri var.
هي فقط عِنْدَها بَعْض المشاكلِ.

Askeri kampta bazı sorunlar yaşamışsın.
بعض المشاكلِ البسيطةِ في العملِ.

Bu davayla ilgili bazı sorunlar var patron.
هناك بَعْض المشاكلِ بهذا الشغلِ، رئيس.

hapishanelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak ve refah sağlamak bu sorunlar daima vardı çünkü daima kıtlık içinde yaşadık ve kıtlığı yaratan para sistemiyle.
القضاء على الحاجة إلى السجون و دور الرعاية الاجتماعية. كَانَت لدينا دائماً هذه المشاكلِ لأننا دائما كنا نعيش بالندرةِ والمساومة، والنظمالنقديةالتيتنتج الندرة.

Büyük problemlerimiz var?
حَصلنَا على المشاكلِ الكبيرةِ.

Burada da büyük problemlerimiz var.
حَصلنَا على المشاكلِ الكبيرةِ هنا.