| Şüpheli ya su içmek için suç mahalline döndü ya da, halen burada çalışıyor. | Open Subtitles | أما المشتبه بهِ قد عاد الى مسرح الجريمة ليشرب الماء, و لا يوجد عطشٌ مثل هذا او أنهُ لا يزال يعمل هناك |
| Bunun söylerken üzgünüm, Ama,Onun ölümündeki esas Şüpheli babandı. | Open Subtitles | يؤلمني أن أخبرك, لكن المشتبه بهِ الرئيسي في وفاة والدتك كان أبيكِ. |
| Yivlerini çıkardığım için şüphelinin silahıyla test atışı yapmak zaman kaybı olur. | Open Subtitles | يَختبرُ طَرْد المشتبه بهِ لذا السلاح مَضيَعَة للوقتِ. عظيم. لذا هو عديم الفائدةُ. |
| Federal laboratuara gönderilen kasık tüyünü yeni şüphelinin örneğiyle karşılaştıracaksınız. | Open Subtitles | أرسلَ إلى المختبرِ الإتحاديِ ضدّ المشتبه بهِ الجديدِ... ماذا يَشْكُّ؟ |
| Kesinlikle baş Şüpheliyi sorgulamak istiyoruz, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نستجوب المشتبه بهِ الرئيسي, صحيح؟ |
| Zanlının ceketinde bulduğunuz pullar çıkıntılı. | Open Subtitles | الميزان وَجدَ على كَ سترة المشتبه بهِ مُنْقَلبة: |
| Bu da kayıp şüphelimizin Aaron Sweets olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | حسناً,هذا يعنى ان (آرون سويت) ليس المشتبه بهِ الذي نبحث عنه. |
| Bu gelişmelerin ışığında, asıl Şüpheli Nick Barrow hakkındaki bütün suçlamalar düşürüldü. | Open Subtitles | وخلال هذهِ التطورات المشتبه بهِ نيكولاس بارو لقد تم اسقاط جميع التهم عنه |
| Bu gelişmelerin ışığında, asıl Şüpheli Nick Barrow hakkındaki bütün suçlamalar düşürüldü. | Open Subtitles | وخلال هذهِ التطورات المشتبه بهِ نيكولاس بارو لقد تم اسقاط جميع التهم عنه |
| - Şüpheli konusunda yardım etmesi istendi. | Open Subtitles | -إنه يعرض علينا المساعدة حيال المشتبه بهِ. |
| Şef, Şüpheli kaçtı. | Open Subtitles | أيّها الزعيم، المشتبه بهِ هرب. |
| Ben Brass. Şüpheli vuruldu. Kod dört. | Open Subtitles | المشتبه بهِ سقط. |
| Eminim arkadaki insanlar şüphelinin eşarbı üzerindeki tüm gülleri görebiliyorlar. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ أن الناسُ في الخلف يُمْكِنُ أَنْ يَرو كُلّ الورد على وشاحِ المشتبه بهِ. |
| Yani, bulunduğunuz yer şüphelinin kuzeyi oluyor. | Open Subtitles | أيضاً في الإيقاْف القطعة، شمال المشتبه بهِ. |
| Motosikletli şüphelinin peşinden Vale mezarlığında ilerliyorum. | Open Subtitles | المشتبه بهِ يقود دراجة نارية متجه نحو المقبرة |
| şüphelinin 7. caddede batıya gittiğini saptadık. | Open Subtitles | لقد حددنا موقع المشتبه بهِ إنه يتجه نحو الشارع الغربي |
| Peki bu Şüpheliyi hâlâ yakalayamadınız mı? | Open Subtitles | بسرعة و هذا المشتبه بهِ لازلتَ لم تجدهُ بعد؟ |
| Diğer arkadaşlarla birlikte burada bir Şüpheliyi arıyorduk ama annem hastalanmış. | Open Subtitles | كنتٌ ابحث عن المشتبه بهِ هنا مع الأخرين ، ولكنني تلقيتٌ مكالمة هاتفيه بأن أمي مريضه |
| Ambulans yolda. Şüpheliyi tanımlayabilir misiniz? | Open Subtitles | الشرطة في الطريق هل تعرفت على المشتبه بهِ ؟ |
| Zanlının kimliği Wallace Vernon Keefe olarak belirlendi. | Open Subtitles | المشتبه بهِ كان معروفاً باسم (والاس فيرنون كيف). |
| Araştırınca muhtemel şüphelimizin protezlerini Hawaii Eyalet Hapishanesi'nin armağanı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما وجهتها تعود إلي المشتبه بهِ المزعوم كارتر ستونر) الذي أجري جراحتين للأطراف الصناعية) (علي نفقة دولة (هاواي كتعويضات له |