şüpheci kimseler eğer başka bir yede daha olsaydı uyarı olacağına inanıyorlar. | Open Subtitles | هل تعتقد ان المشككين سيصدقون هذا؟ انها ستحدث بمكان اخر |
Buradaki şüpheci arkadaşlarımdan bazıları çocuklarınızın var olduğuna inanmayı reddediyor. | Open Subtitles | لذا بعض من اصدقائي المشككين لا يؤمنون بوجود صغارك إذا كانت موجودة |
Bir grup şüpheci senatörle birlikte oradaydım. | Open Subtitles | كنت هناك مع مجموعة من أعضاء مجلس الشيوخ المشككين |
İlginç olan; bir ateist yada kuşkucu her zaman kanıt arar, bir delil. | Open Subtitles | الشيء المثير للاهتمام حول المشككين والملحدين هو أنهم دومًا يبحثون عن إثبات يقين |
Dinle, kuşkucu olduğunu biliyorum ama sana geçen gün arabada anlattığım enerjiyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اصغي، أعلم أنك من المشككين بقدراتي لكن أتتذكر الحيوية التي أخبرتك عنها في تلك اليوم في السيارة؟ |
Tanrı parçacığı denen şeyi arıyorlar ancak şüpheciler, makineyi açtıkları zaman olacakları kimsenin bilmediğini söylüyor. | Open Subtitles | انهم يبحثون عما يسمى جسيم الله ولكن المشككين يقولون لا أحد يعرف ما سيحدث عندما يقوموا بإدارة مفتاح التشغيل |
şüpheciler, şu kırmızı çizginin çevreciler tarafından... ...bu tahminleri olabildiğince kötü göstermek amacıyla... ...ve bunları olabildiğince kötü göstermeye çalıştılar. ...salınımın asla o kırmızı çizgideki kadar hızlı şekilde büyümeyeceğini söylemişlerdi. | TED | الخط الاحمر هنا هو ما قاله الكثير من المشككين أن خبراء البيئه قاموا بوضع الإحتمالات لجعل التوقعات تبدو بأسوأ شكل ممكن. و أن الإنبعاثات لن تزيد أبدا بهذا المعدل. |
Ama bu film kameran şüphecileri ikna edecek. | Open Subtitles | لكن الفيلم الذي بداخل كاميرتك سيقنع المشككين |
İslam, Batı'daki bazı şüpheci düşüncelerin aksine, kendi içinde kendi demokrasi yöntemini, kendi liberalizm yöntemini, kendi özgürlük yöntemini oluşturma potansiyeline sahiptir. | TED | ان الاسلام وبرغم كل المشككين في الغرب يحمل في طياته املاً مشرقاً لكي يصنع ديموقراطيته الخاصة .. وليبراليته الخاصة وحريته الخاصة |
İnanın, karşınızda duran kişiler kararsız, şüpheci... veya tazminat peşinde kimseler değiller. | Open Subtitles | صدقني، لسنا من المترددين أو المشككين - أو ممن يريدون الانسحاب |
Şimdi, UPSTART hakkında şüpheci olanlar var. | TED | هنالك بعض المشككين ببرنامج UPSTART |
Crusoe aramızda hatta en şüpheci şaşırttı. | Open Subtitles | فاجأ (كروزو) أكثر المشككين بيننا |
Ah evet, bir şüpheci. | Open Subtitles | نعم، المشككين. |
kuşkucu insanların çevresinde iyi bir tanınmışlığım vardır. | Open Subtitles | -لدي مقام معيّن في مجتمع المشككين . |
Seyircideki şüpheciler, buradasınız. | TED | المشككين وسط الجمهور، أنتم هنا. |
Bir tarafta şüpheciler, hayalleri yıkanlar yani Pritchett ailesi. | Open Subtitles | هنا لدينا المشككين محطمي الأحلام... المحبطين |