Geçen sene bile,Afrika'nın en yüksek dağı olan Klimanjaro dağlarında yürüyüş yaparken buldum. | TED | وفي السنة الماضية ,انتهيت الى المشي لمسافات طويلة على جبل كاليمنجارو اعلى جبل في افريقيا. |
Tek başına uzun bir yürüyüş yaparken, "Tiffany's"i soymak için kusursuz bir plan hazırlamak ise, ciddidir. | TED | المشي لمسافات طويلة وحيدا، تراجع خلالها خطة محكمة للسطو على محلات تيفاني، هو أمر جاد. |
Dağda yürüyüş yapmak benim de bazen kafa dinlemek için yaptığım bir şeydir. | Open Subtitles | المشي لمسافات طويلة في الجبال شيء ل في بعض الأحيان القيام به ل إيجاد راحة البال. |
Kaza olduğu gün yürüyüş yapıyormuş, yani çarşamba günü. | Open Subtitles | وقد كان يمارس رياضة المشي لمسافات طويلة في يوم وقوع الحادث المصادف الاربعاء |
24 saat boyunca ziplining, yürüyüş ve doğayla iletişim. | Open Subtitles | 24 ساعة من الانزلاق بالحبل المشي لمسافات طويلة |
Mağazadan bir yürüyüş paketi, ve Vic'in eşyalarını toplar mısın? | Open Subtitles | هلا تحضر حزمة المشي لمسافات طويلة من المتجر وتجمع أشياء فيك لأجلهُ؟ |
Yıllar öncesiydi. yürüyüş ayakkabıları yoktu. | TED | لم ارتد احذية المشي لمسافات طويلة. |
yürüyüş ayakkabısı mı o? | Open Subtitles | هل ذلك حذاء المشي لمسافات طويلة ؟ |
yürüyüş ekipmanlarını getirmeye gitmiştim. | Open Subtitles | أحضر بعض معدات المشي لمسافات طويلة. |
- yürüyüş? - Nefret ederim. | Open Subtitles | المشي لمسافات طويلة ؟ |
Hepsi belli bir şey için giyinmişler yürüyüş, koşu, kuş seyretme. | Open Subtitles | إنهم جميعا يرتدون لشيء - المشي لمسافات طويلة ، الجري، مشاهدة الطيور . |