| Kurşun yemeden önce bir lokantayı yaktı ve bir banka soydu. | Open Subtitles | الآن،قبل أن يُصاب بالرصاصة قام بحرق مطعم و سرق أحد المصارف. |
| Aynı bankacının ilgilendiği diğer banka mülklerinin bir listesini çıkardım. | Open Subtitles | جمعتُ قائمة كاملة بأسماء المصارف والي يتعامل معها نفس المصرفي |
| Eğer herkes parasını aynı anda çekerse banka sektörü çöker. | Open Subtitles | إذا قام الجميع بسحب أمواله في نفس الوقت ستنهار المصارف |
| Ama beni vurmadıklarını görünce bankalar hakkında fazla bilgileri olmadığını anladım. | Open Subtitles | لكنهم عندما لم يقتلوني أدركت أنني لا أعرف كثيراً عن المصارف |
| Eğer bankaları protesto edecekseniz, bunu onların kapısında yapmanızı öneririm. | Open Subtitles | لو أردتم الاحتجاج على المصارف أقترح أن تقفو على بابها |
| Afrika`da kurtarma paketleri oldu. Nijeryada, bizimkiyle eş zamanlı Ticari bankaların 6 büyük olanı, bizimkiyle aynı zamanda iflas etti, ha? | TED | في أفريقيا، لقد حصلوا على كفالات. وفي نيجيريا، ستة من المصارف التجارية الرئيسية قد انهارت في نفس الوقت كبلدنا، أييه؟ |
| Bu da demek oluyor ki, artık işlemlerimizin güvenliği için bankalara itibar etmek zorunda değiliz. | TED | وهذا يعني أننا لم نعد في حاجة إلى الاعتماد على المصارف لتأمين معاملاتنا المالية. |
| Birçok uluslararası banka para transfer şirketlerinin banka hesaplarını barındırmaktan sakınıyor, özellikle de Somali'ye hizmet verenlerin. | TED | الكثير من المصارف العالمية اليوم تتحفظ على استضافة حسابات مصرفية لخدمة تحويل الأموال وخاصة المصارف في الصومال |
| Bu paranın çoğu, yüzde sıfır faiz veren banka mevduatında bekletiliyor. | TED | 500 مليار دولار معظم هذه المبالغ تقبع كودائع في المصارف بدون أي نسبة فائدة |
| Amerika'ya gideriz dostum. Orada her yer banka kaynıyor. | Open Subtitles | يا رفيق، نذهب إلى أمريكا فلدينا المصارف في كل مكان |
| Son bir banka daha soyacağız ve başka banka soymak zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | سرقة مصرف آخر لكي لا نضطر لسرقة المزيد من المصارف |
| Bana kredi kartı numaralarını... banka şifrelerini... seks fantezilerini... ve küçük yalanları taşıyacak. | Open Subtitles | وستمدني بأرقام بطاقات الإتمان ورموز المصارف والتخيلات الجنسية |
| banka soymayı ilk düşündüğümde kimseyi incitmeyi düşünmedim. | Open Subtitles | عندما بدأت بالتفكير في سرقة المصارف لم أفكر قط بإيذاء أي أحد |
| bankalar, fizikçileri ve istatistikçileri ortalama sayısal fiyat örneklerini belirlemek için işe alıyor. | Open Subtitles | توظّف المصارف علماء فيزياء وإحصاء حتى يتمكنوا من خلق نمادج وقاية مالية رقمية. |
| Ya bankalar cahil ve CDO'ları nasıI değerlendireceğini bilmiyor ya da sadece sahtekarlar, CDO'lar berbat halde ve bunu gizliyorlar. | Open Subtitles | إما أن المصارف تتجاهلها أو أنه لا تعي قيمتها إنهم محتالون سيئون.. إن الألتزامات الديّنيّة لا تساوي شيئاً, وهم يخفونها |
| bankalar batıyor. Dükkân sahipleri tezgâh altında silah saklıyorlar. | Open Subtitles | الدولار تساوي قيمته شراء نيكل، المصارف مهددة بالإفلاس |
| Ben bankaları ve kuyumcuları soyuyorum, ama siz pislikler paramı çalıyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أسرق المصارف ومحلات المجوهرات، وانتم ايها الاوغاد تسرقونني؟ |
| Bu bankaların yarısı çalınan paradan daha fazlasının çalındığını söylüyor. | Open Subtitles | نصف المصارف تقتطع للجمعيات أكثر بكثير مما سرقوا |
| Bu insanlar yastık altı yapıyor, çünkü bankalara güvenmiyorlar. | Open Subtitles | وهؤلاء الناس هم المكتنزون لأنهم لا يثقون في المصارف |
| Özel bir görev üzerine gönderildim. Senato, Bankacılık Klanı ile | Open Subtitles | لقد ارسلت بهمة خاصة المجلس تم اخباره بأن اتحاد المصارف |
| Bilmiyorum, ama bir sürü büyük bankanın CEO'su aynı yerde olurlarsa, illa bir şeyler vardır. | Open Subtitles | لا أعرف ولكن حين يكون هذا العدد من رؤساء المصارف في مكان واحد لابد أن هذه أخبار |
| Neyse ne! Bu bankaya el konuldu. | Open Subtitles | طالما تحملين مسدساً غير محشواً فلا يجب أن تهاجمي المصارف |
| Bu yüzden hükümet Margaritaville senetlerini Bankalardan almak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لذا فقد اضطرت الحكومة إلى شراء آلات المارغريتا من المصارف. |
| Soyabileceğim bankayı bulabilmek için hepsini geziyorum. | Open Subtitles | قدت السيارة لكل مكان لتحديد المصارف التي يمكنني السطو عليها. |
| bankalardaki gibi bir kasa vardı. | Open Subtitles | كان به خزنة قبو، مثل المصارف لكنها مهجورة |
| Evet, sukemeri ve sıhhi tesisat Romalıların yaptığı iki şey. | Open Subtitles | حسنا, القناه و المصارف الصحيه أمران قام بهما الرومان |
| Üstelik, bankadan konuştuğunuzu duydum. Bankalarla oldukça iyiyimdir. | Open Subtitles | كما أني سمعتك تقول شيئاً حول مصرف أنا جيدة جداً بشأن المصارف |
| G.tünü Jersey'e geri götür bankasından aldık. | Open Subtitles | ."لقد حصلنا عليه من المصارف المتحدة لكي يرجعوك إلى "جيرسي |
| Tüm kanalizasyonlar okyanusa çıkar. | Open Subtitles | جميع المصارف تقود الى المحيط يابنى |