Ama bilmeni isterim ki hayatında ne gibi zorluklar yaşadıysan yaşa burada harika bir iş çıkarıyorsun. | Open Subtitles | لكن أريدكِ أن تعلمي أياّ كانت المصاعب التي عشتها في حياتك ما تقومين به الآن هو رائع |
Bu odaya gelene kadar maruz kaldığınız zorluklar için özür dilemeyeceğim çünkü tüm o baskılar ve acılar gerekliydi. | Open Subtitles | لن أعتذر عن المصاعب التي عانيتم منها للوصول إلى هذه الغرفة. الضغوط والآلام كانت ضرورية. |
Son zamanlarda rahatsızlığım sebebiyle yazarken sıkıntı yaşıyorum. | Open Subtitles | أني ألاقي بعض المصاعب في الكتابة بسبب آصابتي |
Yapmak zorundayım. Tüm zorlukları görmezden gelemeyiz. | Open Subtitles | المشكلة تكمن في أنه رغم أننا لا يمكننا تفادي المصاعب |
En azından zorlukların nasıl hissettirdiğini anlayacaksın. | Open Subtitles | على الأقل سوف تحصل على فكرة ما المصاعب يشعر وكأنه. |
Uzun bir yolculuğun en başında bütün zorluklarından haberdar olsaydık, Bay McGinnis, çok azımız yola çıkardı. | Open Subtitles | إذا عُرفت جميع المصاعب في بداية الرحلة الطويلة يا سيد ميكجينز فلن يصعدها إلا القليل |
Babanızla olan ilişkinizdeki zorluklar gözönüne alındığında, ...bu jüri üyesinden öğrendiklerinizi babanıza hiç anlattınız mı? | Open Subtitles | اذاًً , بالنظر إلى المصاعب في علاقتكَ مَع أبّيكَ هل أخبرته يوماًً بما علمته من ذاك المحلف؟ |
Çıkardığı zorluklar bi yana, aileme her şeyden çok önem veririm. | Open Subtitles | أتعلمين، بغض النظر عن المصاعب إلّا أنّي أقدّر عائلتي فوق كلّ شيء |
Ama bu zorluklar sadece sevgi ile çözülebilir. | Open Subtitles | هناك صعوبة تنتظر. لكن هذه المصاعب يمكن أن تحل فقط بالحب. |
Bugünlere gelene kadar çok büyük zorluklar atlattığına eminim. | Open Subtitles | لا بد أنك قد قاسيت الكثير من المصاعب منذ ولادتك. |
Her seçim, zorluklar kadar bereket de getirir. | Open Subtitles | الآن ، كل إختيار كما يجلب معه البركات ، يجلب معه المصاعب أيضاً |
Gayet sağlıklı ve pek çok şeyi yapabiliyor ama onun gibiler bazı zorluklar yaşar. | Open Subtitles | إنه كامل الفعالية و قادر على فعل أمور جمّة، لكن كأي أحد من ذوي الطيف، لديه بعض المصاعب |
Geçmişte çok acı ve sıkıntı yaşamış olsak da bugünler için el ele verip daha güçlü olacağımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد عانينا المصاعب لكن أعتقد اننا عانيناها لتجعلنا أقوى من أجل الحاضر |
Çok sıkıntı yaşadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الكثيرات منكن مررن بشتى المصاعب. |
İnsanlar sıkıntı haberleri yerine zafer haberlerini daha çok sever. | Open Subtitles | يحب الناس القراءة عن التغلب على المصاعب |
Alak asla bizim yaşadığımız zorlukları yaşamak zorunda kalmayacak bunun için Tanrıya şükrediyorum. | Open Subtitles | "آلاك" لن يتحمل أبدًا نفس المصاعب التي تحملناها و أشكر "رياستو" على ذلك. |
Yaşadığın zorlukları atlatmak için azim ve sabrından dolayı seni tebrik etmem gerek. | Open Subtitles | كما تعلم ، يجب عليه أن أهنئك على مُثابرتك وتفانيك على التغلب على المصاعب في حياتك |
Ancak bizi bekleyen zorlukları ve çalışmaları da unutmayalım. | Open Subtitles | لكن دعونا لا ننسى للحظة" "المصاعب والمساعى المقبلين عليها |
Bu zorlukların üstesinden gelmek için bana cesaret ver ve içimi inançlandır. | Open Subtitles | إمنحني الشجاعة للتغلب على تلك المصاعب ولتبث الإيمان بداخلي |
Herkül hikâyeleri, değişik kültürlerden gelen insanların bir araya gelmesi ve büyük zorlukların üstesinden gelen kendi yerel Herkül hikâyelerini paylaşmalarıyla oluşmuştur ve bu insanlar kendi hikâyelerini anlattıkça, kahramanlarının az da olsa diğerlerinin anlattığı kahramanlara benzediklerini fark etmeye başlamışlardır. | Open Subtitles | قصص (هرقل) أتت معاً من أشخاص يلتقون مع بعضهم من ثقافات مختلفة ويتشاركون مع بعضهم قصص أبطالههم المحليين الذى تغلب على العديد من المصاعب |
Uzun bir yolculuğun en başında bütün zorluklarından haberdar olsaydık, Bay McGinnis, çok azımız yola çıkardı. | Open Subtitles | إذا عُرفت جميع المصاعب في بداية الرحلة الطويلة يا سيد ميكجينز فلن يصعدها إلا القليل |