Ve biz atıkları kullanarak, petrokimyasallardan yapılan plastiklerle aynı özelliklere sahip plastikler üretiyoruz. | TED | ونقوم بإستبدال بسيط للبلاستيك المصنوع من البتروكيماويات |
merak ediyorum. Kağıttan yapılan bir bina bile... ...insanlar sevdiği takdirde kalıcı olabilir. | TED | فحتى المبنى المصنوع من الورق المقوى يمكن أن يغدو مبنى دائم إن أحبه الناس |
Hiç şaşırtıcı değil: Eski, kullanılmış dokulardan yapılıyorlar, aynı tuğlalardan yapılan bu duvarın çökmesi gibi. | TED | لا عجب إنها مصنوعة من أنسجة قديمة ومستخدمة تماماً مثل هذا الجدار المصنوع من الطوب والذي يوشك على السقوط |
...manyaklıkla yaptığı tek şey buydu tabi şekerden yapılmış gökdelen 15 metre çaplı büyüteç ve hiçbiryere çıkmayan yürüyen merdiven hariç. | Open Subtitles | ما عدا المبنى المصنوع من عصيّ الآيسكريم والعدسة المكبرة التي بحجم 50 قدم وذلك المصعد الذي لا يؤدي إلى شيء |
Bay Chan o köklerden yapılmış çayı içtiği zaman ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث عندما يشرب السيد تشان الشاي المصنوع من هذه الجذور ؟ |
Ama sabundan yapılmış olanın dezavantajları vardı. | Open Subtitles | لكن ذلك النوع المصنوع من الصابون له سلبيات |
Ve ormanlıktaki şekerden yapılmış evin söylentileri canlı tutuyor. | Open Subtitles | وكوخك في الغابة المصنوع من الحلوى ستبقى هذه الشائعات حيّة |
Öğütülmüş mumyalar, Avrupa genelinde yaygın olan ve insan etinden yapılan tek kür değildi. | TED | بالإضافة إلى ذلك، فالمومياوات المطحونة لم تكن العلاج الوحيد المصنوع من لحوم البشر الذي انتشر عبر أوروبا. |
Evet, bir erkeğe göre Yumuşak bir deriniz var ve şu güllerden yapılan losyon gibi kokuyor. | Open Subtitles | لديك بشرة ناعمة لرجل. رائحتها مثل ذلك اللسيون المصنوع من الورود. |
- Neden gerçek Navajolar tarafından yapılan Navajo sanatını degil de seninkini alıyorlar? | Open Subtitles | لماذا لا تشتري فن النافاهو المصنوع من قبل جماعة النافاهو الحقيقين؟ |
Bu tuzdan yapılan geçilmez çemberin bir yahudi inancı mı? | Open Subtitles | حقل القوى الذي يستحيل تدميره و المصنوع من الملح هل هو جيّد أم ماذا ؟ |
- Deriden yapılan, çok pahalı olan, bu sabah okula giderken giydiklerin. | Open Subtitles | -نعم, المصنوع من الجلد وغالى كثيرا, الذى ارتيدته غلى المدرسة هذا الصباح |
Honduran Gülağacı'ndan yapılmış geniş masanda bu düğme olacak. | Open Subtitles | على مكتبك الكبير المصنوع من الخشب الصلب سيكون هذا الزر |
Ah, marşmelovdan yapılmış bir oyuncak ayı gibisin. | Open Subtitles | انت تبدو مثل دب الأطفال المصنوع من النبات |
Pembe elmaslardan yapılmış, değeri 4 milyon dolardan fazla olan bileziğimi. | Open Subtitles | سواري المصنوع من الألماس الوردي الذي كان تبلغ قيمته أكثر من 4 ملايين دولار. |
Çikolatadan yapılmış dev tavşan eriyor. | Open Subtitles | تِمثال الأرنب المصنوع من الشوكولا بدأ بالذوبان. |
Ne yaptı, şekerden evini yiyip seni fırına mı itti? | Open Subtitles | هل أكل بيتك المصنوع من الحلوى، ودفعَك في الفرن؟ |
Sen ve senin şekerden evin. | Open Subtitles | أنت ومنزلك الصغير المصنوع من خبز الزنجبيل |