Ayoub dedi ki, Madi'nin ameliyatı için gereken parayı bulacakmış | Open Subtitles | لقد قال أيوب بأنه سيحصل على المبلغ المطلوب لعملية مهدي |
Bana aranan kaçağın eski mahkumlara danışmanlık yaptığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول لي ذلك الهارب المطلوب كان مستشار مدانين سابق؟ |
Komiseri ara. Bizimle burada buluşmasını söyle. aradığımız kişi o. | Open Subtitles | اتصلي بالقائد ، اطلبي منه لقاءنا هنا انها الشخص المطلوب |
Daha da önemlisi, iletişim sırasında doğru şeyden bahsettiği anlamına gelmez. | TED | والأهم من ذلك, لايعني أنه يوصل الشيئ المطلوب. |
Her ne yaptığımı düşünüyorsanız bilin ki Aradığınız ben değilim. | Open Subtitles | أياً كان ما تعتقدون أنّي فعلتُ، فإنّي لستُ رجلكم المطلوب. |
Hep stresli olmalarına ve öğrenmek için gerekli riskleri almamalarına şaşmamak lazım. | TED | ليس من العجب أنهم يشعرون بالضغط دائما ولا يبذلون الجهد المطلوب للتعلم. |
Yeterli meblayı karşılayabilmek için daha ne kadar çalışman gerekiyor? | Open Subtitles | و كم سوف يستغرق منك حتى توفري المبلغ المطلوب ؟ |
Konukçuya olan kişisel duyguların, bu durumda Dr Jackson, yapılması gerekeni yapmanı engelliyor. | Open Subtitles | تركت مشاعرك الشخصية تجاه المضيف ,د.جاكسون في هذه الحالة يقف في طريقك لتنفيذ المطلوب منك |
Bu hafta başlayacak ve gereken rakama ulaşana kadar durmayacaksın. | Open Subtitles | إبدأ هذا الأسبوع ، ولا تتوقف حتى تصل للرقم المطلوب |
Bu işin yürümesini istiyorsan, memnun etmen gereken kişi o. | Open Subtitles | هذا هو الشخص المطلوب اسعاده اذا أردتى ان ينجح الأمر |
Bu işin yürümesini istiyorsan, memnun etmen gereken kişi o. | Open Subtitles | هذا هو الشخص المطلوب اسعاده اذا أردتى ان ينجح الأمر |
Alo Mac. lndiana'da aranan adamı yakaladık. | Open Subtitles | . مرحباً ماك . لقد أمسكنا ذلك الرجل المطلوب فى إنديانا |
Evet, şu aranan hırsızla. Seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | نعم ، اللص المطلوب للعدالة انا فخورة جدا |
Yani bu aradığımız adam değil, bunun anlamı asıl aradığımız dışarıda bir yerde. | Open Subtitles | اذا هو ليس المطلوب و هذا يعني أن من يقوم بهذا مازال طليقا |
Parayı kim almaya gelirse aradığımız adam o demektir. | Open Subtitles | من يأتي لأجل هذا المال فهُو رجلنا المطلوب. |
Devletler genelde bu meseleleri doğru anlamıyor. | TED | فالحكومات لا تنتقي هذه الأشياء بالشكل المطلوب. |
Hedge, doğru insanı bulana kadar bölge sakinlerini teker teker incelemeli. | TED | يحتاج هيدج إلى فحص المستوطنين، واحداً تلو الآخر، حتى يجد الشخص المطلوب. |
Bu Aradığınız olabilir. Sahibi telefon şirketinin başkan yardımcısı, muhtemelen darbe falan yapmak için Panama'ya atandı. Eastbridge merkezde bir süre daha en az sekiz yalnız hanım olacak. | Open Subtitles | ده ممكن يكون المطلوب . حيقول على الاقل فى 8 ستات لوحدهم فى مركز وستبريدج لفتره |
- Gece her şeyi çokça düşündüm sana, gerekli desteği vermediğimi fark ettim. | Open Subtitles | فكرت بجهد حول هذا الموضوع خلال الليل وأدركت أنني لم اعطك الدعم المطلوب |
Bugün sizi biraya getirmem için ne yapmam gerekiyor? | Open Subtitles | والآن، ما المطلوب لأجمع بينكما في علاقة اليوم؟ |
"hayır Bay Kent, ödemeniz gerekeni ödediniz." | Open Subtitles | لا يا سيد كنت لقد دفعت المبلغ المطلوب لما قمتُ به فقط |
DHD'yi bir pazarlık nesnesi olarak görüyorsunuz, ama herşeyin bir fiyatı vardır ve kimse tam olarak neyin sizi satın almaya yeteceğini söylemedi. | Open Subtitles | تفكر أن دي اتش دي غير قابل للمساومة لكن كل شيء له سعر ولا أحد قال بالضبط ماهو المطلوب لشراء حصتك بالكامل الآن |
Yani, zaten Amaç bu değil mi, sürekli tartışmak? | Open Subtitles | أعني , أليس هذا هو المطلوب أعني , نحن نتخالف فيما بيننا ؟ |
İhtiyacınız olan şey tam gerekli olan kadar enerji, ve görünen o ki gezegenler bunun için ideal bölgeler, çünkü yıldızlara yakınlar ama çok da yakın değiller. | TED | المطلوب هو القدرالملائم؛ لا غير. و الكواكب، كما يبدو،في الموقع الملائم لأنها قريبةٌ من النّجوم، لكن من دون إفراط. |
Şu işe bak. Asıl aradığım kitap bu raftaymış. | Open Subtitles | أوه، يَنْظرُ إلى ذلك، الكتاب الوحيد أنا حقاً المطلوب كَانَ في الرفِّ. |
Yerel manava gittim, ve süpermarketler için uygun şekilde ve büyüklükte olmayan patateslerini çöpe atan bir çiftçiye gittim. | TED | ذهبت إلى بائع الخضار، وذهبت إلى مُزارع كان يتخلص من البطاطس لأنها لا تطابق الشكل والحجم المطلوب في الأسواق المركزية. |
Biraz görsel bilgi işleme için modelin ne yapması gerektiğinden bahsedelim. | TED | دعونا نتكلم لبرهة عن النموذج المطلوب من أجل معالجة المعلومات البصرية. |