"المعتدلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ılıman
        
    • orta
        
    • Ilıman
        
    Ve ayrıca ofisleri de ılıman bir çayır olarak düşünmeyi severim. TED و أيضاً اعتقد ان المكاتب قد تكون مثل الأراضي العشبية المعتدلة.
    Bu kayıp ılıman bölge ormanları tahribatını, tropikal bölge ormanlarına kaydırdığımızda başladı. TED حصل ذلك خلال انتقالنا من قطع اشجار الغابات المعتدلة الى قطع اشجار الغابات المدارية.
    İronik olan, hastalığın zengin ülkelerin bulunduğu tüm ılıman bölgelerde yok edilmesi idi. TED العجيب اليوم, أن ما حدث هو إزالته من جميع المناطق المعتدلة والتي هي أماكن البلدان الغنية
    Başında orta dereceli yanık var ama suratında diğer kurbanda gördüğümüz yanıklar yok. Open Subtitles الحروق المعتدلة على التاجِ، لكن لا حروقَ عرضيةَ إلى الرئيس مثل الضحيّةِ الأخيرةِ.
    Ve o, Güney Afrika ya da Güneydoğu Asya'da yaşayan orta dereceli pigmentasyonlu insanlara çok yakından benziyor. TED وهو يمثل، بشكل كبير جداً، الناس ذوي المستويات المعتدلة للون البشرة الذين يعيشون في جنوب أفريقيا، أو جنوب شرق آسيا.
    Ilıman denizler kış mevsiminde şiddetli fırtınalarla sarsılır. Open Subtitles في الشتاءِ، البحار المعتدلة تضربها العواصفِ العَنيفةِ.
    Ilıman yağmur ormanı emsali olan tropikal ormanlardan daha fazla canlıya hayat verir. Open Subtitles الغابة المطيرة المعتدلة بها حياة أكثر من نظيرتها الاستوائية
    Her ılıman ova, yaz mevsiminde bu denli zengin ve renkli değildir. Open Subtitles لَيسَت كُلّ السهول المعتدلة غنية وملوّنة جداً في الصيفِ.
    Sığ ve ılıman denizler gezegenimizin en yoğun balık nüfusuna sahip bölgeleridir. Open Subtitles البحار المعتدلة الضحلة تَدْعمُ التجمعَّات الأعظم للسمكِ على كوكبِنا.
    Burada, göl ve su yollarının oluşturduğu ağda dünyada geriye kalan en büyük ılıman yağmur orman alanı yer alır. Open Subtitles هنا، بين شبكة البحيرات ،والممرّات المائيّة تقع أكبر مساحة متبقية بالعالم من الغابات المطيرة المعتدلة
    Burada, bu ılıman ormanda etraf karla kaplı durumda. Open Subtitles هنا في الغابات المعتدلة أتى الجليد الكبير
    Aslında, ılıman ve tropik yağmur ormanlarının her biri coşkulu bir hayvan orkestrası üretir. Bu sesler; böceklerin, sürüngenlerin, kurbağaların, kuşların ve memelilerin anlık ve örgütlü bir anlatımıdır. TED في الواقع، الغبات المعتدلة والغابات المطرية الاستوائية تنتج كلا منها أوركسترا حيوانيّة نابضة بالحياة، ذلك التّعبير اللحظي المنتظم للحشرات، الزواحف، البرمائيات، الطيور و الثديات.
    Şöyle düşünelim iyi niyetli birkaç Kenyalı ılıman bölgelerde yaşayan bizlere gelip de 'Aslında siz de çok soğuk algınlığı ve nezle vakası oluyor. TED تخيّلوا مثلًا أنّ كينيين حسنيّ النية أتوا إلى سكان المناطق المعتدلة قائلين: "إنّ أمراض الزكام والأنفلونزا منتشرة لديكم
    Ve tabii, orta halli hatalardan bir sürü var. Open Subtitles هناك إذن حمولة كاملة من الأخطاء المعتدلة
    Sıradan bir orta yönetim kazması işte. Open Subtitles الإدارة المثالية المعتدلة للاختراق
    Birinci katta hafif kirleticiler orta tehditler ikinci katta ve ağır toksinler üçüncü katta bulunuyor. Open Subtitles الملوثات المعتدلة يتم إحتوائها في الطابق الأول... التهديدات المتوسطة في الطابق الثاني... ...
    Bu, ekonominin yüksek beceri isteyen yüksek ücretli işlerle düşük beceri isteyen, düşük ücretli işlere -- hatta orta beceri isteyen orta ücretli işlere ayrıştığını gösteriyor ve orta ücretli işler ekonominin dışında kalmaya başlıyorlar. TED إنه يُعني أن الإقتصاد ينقسم إلى وظائف مهارات عالية رواتبها عالية وظائف مهاراتها منخفضة ورواتبها منخفضة -- وفي المنتصف ، وظائف معتدلة المهارة ، والوظائف ذات الربحية المعتدلة تبدأ في الإنسحاب من الإقتصاد .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more