Tamam, ben ödenekle yaşayan annelerin, risk altındaki çocukların, eski çelik işçilerinin de hayatlarında bir fıskiyeyi hak ettiğini düşünüyorum. | TED | حسنا، اعتقد ان امهات الرعاية الاجتماعية و الاطفال المعرضين للخطر وعمال الصلب السابقين يستحقون نافورة في حياتهم. |
Bağımlılarla, alkoliklerle, risk altındaki çocuklarla çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعملين مع الشباب التبعيين مدمني الكحول و المعرضين للخطر |
Kurs verdiğim riski altındaki çocuklar için yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكننا استخدام هذا المال لمساعدة المراهقين المعرضين للخطر الذين أدرس لهم |
HPV'nin nasıl zarar verebileceği, kimin risk altında olduğu ve bu riskleri nasıl azaltabileceğimiz üzerine duracağız. | TED | سنقوم بشرح طريقة إحداث الفيروس الحليمومي البشري للأذية، بالإضافة لأولئك المعرضين للإصابة وكيف نقلل من هذه المخاطر. |
Mel, Lennox içeride risk altındaki çocuklara kurs veriyor. | Open Subtitles | مرحبا يا ميل لينيكس الأن تدرس لأطفال المدينة المعرضين للخطر |
Hayır. Bu risk altındaki çocukları... | Open Subtitles | لا الشيء حيث نجعل الأطفال المعرضين للخطر |
Sanırım ben bu risk altındaki çocuklara yardım edebilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنني يمكنني مساعدتكن مع هؤلاء الأطفال المعرضين للخطر |
risk altındaki çocuklar için programı yürütüyor. | Open Subtitles | تدير برنامج رعاية الأطفال المعرضين للخطر |
Ya da eğitim profesörlerimiz, risk altındaki öğrencilere nasıl müdahale edilebileceği hakkında yerel devlet okullarına danışsa ve beraber bir gazete haberi yazsalar? | TED | أو ماذا لو قدّم أساتذتنا الأكاديميون نصائح بخصوص مدارسنا الحكومية المحلية حتى نقرر كيف نتدخل بخصوص طلابنا المعرضين للخطر ثم نكتب عن ذلك في جريدة محلية؟ |
risk altındaki çocukların yaşadığı zorlukların etkilerini ölçmeye yönelik bir araştırmada; 698 çocuktan oluşan bir grup içerisinde, ki bu çocuklar en ciddi ve zorlayıcı olayları tecrübe etmiş kişiler, üçte biri sağlıklı, başarılı ve üretken bir hayata sahip olmuşlar. | TED | في احدى الدراسات المصممة لقياس تأثير الصعاب على الأطفال المعرضين للخطر، ضمن شريحة من 698 طفل الذي تعرضوا لأشد الظروف وأقساها، تمكن ثلثهم من إدارة حياة سليمة وناجحة ومنتجة. |
Hadi ama risk altındaki çocuklar ne olacak? | Open Subtitles | وماذا عن الأطفال المعرضين للخطر؟ |
risk altındaki gençlerle çalışıyoruz. Vay. | Open Subtitles | إننا نعمل مع الشباب المعرضين للخطر. |
Gözlem altındaki riskli hastalarda cihazımı test ettiğimde klinik doğrulama testlerinin sonuçları yüzde 96'ya yakın bir kesinlik ve duyarlılık gösterdi. | TED | عندما اختبرت جهازي على المرضى المعرضين للخطر وقيد المراقبة فإن النتائج الواردة من اختبارات التحقق السريرية أظهرت ما يقرب من 96% من الدقة والحساسية. |
Hal böyleyken, toplamın çeyreği kadar çocuk bu ağın altında risk içinde. | TED | مع هذا، فقط ربع الأطفال المعرضين للسع ينامون تحت ناموسية. |