"المغناطيسات" - Translation from Arabic to Turkish

    • mıknatıslar
        
    • mıknatıs
        
    • Mıknatıslı
        
    • mıknatıslardan
        
    • mıknatısları
        
    • mıknatısıydınız
        
    Şu anda da bu mıknatıslar beyninin o kısmını uçuruyor. Open Subtitles وحاليًا تقوم هذه المغناطيسات بتضخيم قدرات هذا الجزء من الدماغ
    Boynumuzdaki tasmalarda güçlü mıknatıslar olmalı! Open Subtitles الياقات التي على رقابنا تبدو لإحتواء المغناطيسات القوية
    Yalnız elektronlar, mıknatıs gibi, birini ötekine itiyorlar. Open Subtitles الألكترونات الفردية تصدّ واحد الأخرى مثل المغناطيسات.
    - Bobin silahı. Barut yerine elektrikli mıknatıs kullanıyorlar. Open Subtitles أنهم يستخدمون المغناطيسات الكهربائية عوضاً عن البارود
    Mıknatıslı maketler-- hep onlar olur zaten. Open Subtitles المغناطيسات مجدداً.
    Arkadaşın buzdolabı üzerinde çocuklarının resimlerini tutan mıknatıslardan olabilir ama ben hurdalıktan arabaları çekebilen mıknatıslardanım. Open Subtitles التي بإمكانها إلصاق صور أطفالك على الثلاجة ، ولكن أنا من أولئك المغناطيسات التي تلتقط السيارات في التشليح
    Fakat başlangıçta bu ölçekte taşınırlık ve hareket yeteneğine bakmak için hile yapıyor ve mıknatısları kullanıyoruz. TED لكن من أجل تهيئة التنقل والحركة لمثل هذا الحجم من الروبوتات نقوم بالاحتيال واستخدام المغناطيسات.
    Her akşam yeni birinin olduğunu hatırlarım. Sizler birer kadın mıknatısıydınız. Open Subtitles أتذكر عندما كانت هناك واحدة جديدة كل ليلة كان هناك كمثل المغناطيسات تجذبه
    O şeyleri benden uzak tut. mıknatıslar kontrol ünitemi mahvediyor. Open Subtitles أبعد عني المغناطيسات فهي تعطّل نظام ضبط النفس لديّ.
    mıknatıslar da bunu yapabilir, hiç zorlanmadan. Open Subtitles المغناطيسات يمكن أن تفعل ذلك ,أيضاً,بسهولة.
    mıknatıslar farklı bir kuvvet taşırlar, elektromanyetik kuvvet. Open Subtitles المغناطيسات تحمل قوة مختلفة, القوة الكهرومغناطيسية.
    Yüzlerce süper iletken mıknatıslar Open Subtitles إنفجارٌ ضخم حطّم المئات من المغناطيسات ذات التوصيل الفائِق
    mıknatıslar işte orada. TED تلك المغناطيسات بالداخل هناك.
    Durun biraz. Katil ve psikopat bir maymunun zihnini görebilmek için kafatasımın etrafına bir grup mıknatıs mı yerleştirmek istiyorsunuz? Open Subtitles تمهل، أتريدونني جميعًا أن أضع بعض المغناطيسات على جمجمتي لأنظر لما بداخل عقل قرد قاتل مضطرب عقليًا؟
    Her kulede dört mıknatıs var. Open Subtitles كل برج فيه أربعة من المغناطيسات
    Nanobiliminde bazı yeni teknolojik buluşlar var, bunlar manyetik yapılara uygulandığında tamamen yeni bir çeşit mıknatıs oluşturuyorlar. Ve bu mıknatıslar ile beyinden çok daha ince detaylı manyetik alan şablonları oluşturabiliriz. Daha sonra bunları kullanarak, çok sayıda şablon üzerinde hassas kontrolü sağlayacak holografik benzeri müdahale yapıları oluşturabiliriz. Burada da gösterildiği gibi bazı şeyleri oynatarak. TED هناك العديد من التقنيات تقدم ذلك في علم تقنية النانو حين يتم تطبيقها في صناعات المغناطيس انتجت عن قئه جديدة من المغناطيسات. وبتلك التقنية, نستطيع ان نحصل على انماظ مفصلة جداً وواضحة للمجال المغناطيسي في جميع اجزاء الدماغ, وباستعمال ذلك, نستطيع الحصول على تركيبات متداخلة ثلاثئية الأبعاد لنسيطر على عدة انماط بشكل دقيق, كما هو معروض هنا من خلال تحريك الاشياء.
    Mıknatıslı mı? Open Subtitles هل هي المغناطيسات ؟
    Küçük mıknatıslardan oluşan bir halka. Open Subtitles حلقة من المغناطيسات
    Teknolojiyi, ustaca yapılmış pilleri, bobinleri, mıknatısları ve radyoaktif taşları severdi. Open Subtitles لقد أحب التكنولوجيا و ترتيب البطاريات و الملفات و المغناطيسات و الصخور المشعة ببراعة
    Her akşam yeni birinin olduğunu hatırlarım. Sizler birer kadın mıknatısıydınız. Open Subtitles أتذكر عندما كانت هناك واحدة جديدة كل ليلة كان هناك كمثل المغناطيسات تجذبه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more