Hayatta kalanlar kuzeye yönelirler ve bir yırtıcı hayvan kafilesi onları takip eder. | Open Subtitles | ما نجي من أسماك السردين تهرب شمالاً بينما تستمر قطعان المفترسين في ملاحقتهم. |
Son bölümde, saltanatlarının sona ermesinden hemen önce, nasıl evrimleşip, gelmiş geçmiş en korku verici yırtıcılar olduklarını göreceğiz. | Open Subtitles | في الحلقة الأخيرة سنرى كيف انه قبل نهاية زمنها بقليل طورت الديناصورات أكثر المفترسين التي مشيت على الأرض رعبا |
Neyse ki, bu ağaçlıklar, onları yırtıcılardan korkuyor ancak şu anda, burada yiyecek çok fazla bir şey yok. | Open Subtitles | لحسن حظها، تحافظ هذه الغابات عليها آمنة من المفترسين لكن في الوقت الحالي لا يوجد طعام وفير للأكل هنا |
büyük yırtıcıların dönüşü de dâhil olmak üzere 10 yıl içinde tekrar eski, bozulmamış hâline döndüğünü gördük. | TED | بما في ذلك عودة المفترسين الضخمين، مثل السمك النقاق وسمك القرش وسمك الاسقمري. |
Fakat bu, yırtıcıları atlatmak isteyenler için bir saklanma yeri olmalarını engellemez. | Open Subtitles | لكن الذي لا يَتوقّفُهم أنْ يَكُونوا مخبأ جيد لأولئك الذين يُريدونَ إعْطاء المفترسين الزلّةَ. |
Çünkü yükseklerde yumurta ve yavrularını yiyecek avcı, daha azdır. | Open Subtitles | فيالأعليهنا، يوجد القليل من المفترسين ليأكلوا بيضهم و صغارهم. |
Aileden ayrılırsanız, bu düzlüklerde pusuya yatmış olan avcılardan biri tarafından yakalanabilirsiniz. | Open Subtitles | لو انفصلت عن العائلة فقد يخطفها أحد المفترسين الذين يجوبون تلك السهول |
Bu yırtıcı olmayan koşullar devam ettiği sürece, kuşlar gelişir, fakat çevrelerindeki değişikliklere karşı savunmasızdırlar. | TED | وباستمرار ظروف عدم وجود المفترسين هذه، تتكاثر الطيور، لكنهم يكونون ضعافًا أمام التغيرات في بيئتهم. |
Demek istediğim, yırtıcı hayvanlar tokken avlanmazlar. | Open Subtitles | ما أعنيه هو أن المفترسين لا يصطادون إلا إن كانوا يتضورون جوعا. |
Kurtların yaşam tarzları hakkında daha çok şey öğrendikçe tüm yırtıcı hayvanlar gibi, vahşi doğanın dengesini korumada önemli olduklarını kabul etmek mecburiyetinde kalırız. | Open Subtitles | كما تعلّمنا أكثر حيال طريقة حياة الذئب فإننا نقرّ أنهم، ككلّ المفترسين مهمّون في الحفاظ على التوازن الطبيعي للبريّة. |
Geçtiğimiz 10 yılda, Madagaskar bu yırtıcılar hakkındaki en kapsamlı kanıtları sağlamıştır. | Open Subtitles | خلال العشر أعوام الماضية، أمدَّتنا مدغشقر بأكثر البراهين شمولاً عن هؤلاء المفترسين |
Dünyamızdaki büyük yırtıcılar arasında kafese konulamayan ve ehlileştirilemeyen tek türdür. | Open Subtitles | من بين أعظم المفترسين على الأرض أسماك القرش البيضاء الوحيدة اللتى لا يمكن أن تحبس او تروض |
Bu sular çok zengin ve deniz aslanları da çok etkili yırtıcılar bu yüzden eğlemeye çok vakitleri var. | Open Subtitles | هذه المياه غنية جدا وأسود البحر مثل هؤلاء المفترسين الفعّالين اللذين يحرّرون الوقت للتمتّع |
Yaşayan son büyük yırtıcılardan. | Open Subtitles | هو أحد آخر المفترسين العظماء واللذي يتجول بحرية على كوكبنا |
Deniz yumuşakçalarının birçoğunda kendilerini yırtıcılardan koruyacak kabuklar gelişmiştir. | Open Subtitles | بعض الرخويات طورت تروسا لكي تحميها من المفترسين |
20. yüzyılda ise 48 eyalette bu yırtıcıların nesli neredeyse tükenmiş durumdaydı. | Open Subtitles | بالقرن العشرون هؤلاء المفترسين إنقرضوا تقريباً في الولايات الـ 48 السفلى. |
Burası aynı zamanda onları takip edecek olan bazı yırtıcıların da evidir. | Open Subtitles | إنه أيضاً موطن بعض المفترسين الذين سيطاردونهم |
Balık sürüsü, yırtıcıları şaşırtmak ve kendilerini korumak için "balık topu" olarak bilinen şekli alır. | Open Subtitles | شكلت مجموعة الأسماك ما يسمى كرة الطعم في محاولة لإرباك المفترسين وحماية نفسه |
Birçok avcı vaktinin çoğunu, bitmek bilmeyen bir arayış içinde açık okyanusta dolaşarak geçirir. | Open Subtitles | يَقْضي العديد مِنْ المفترسين مُعظم وقتِهم إنطلاق المحيطِ المفتوحِ يُفتّشُ بشكل لانهائي. |
Peki, bunu avcılardan korunmak için kullanıyor. | TED | انها في الحقيقة تستخدمه لابعاد المفترسين |
Kafalar aşağıda, durmaksızın beslenmek yırtıcılara karşı tetikte olmayı zorlaştırıyor. | Open Subtitles | الهبوط، والأكل دون توقّف، يعني صعوبة الإحتراس من المفترسين. |
çünkü avcılar da onları görebilir. Burada, bu kendisini gerçekten bir kaya gibi görünmesini sağlayabiliyor, | TED | لأن المفترسين قد يرونهم هنا شخص يمكنه أن يغير شكله كصخرة |
Besin zincirinin en üstündeki diğer Yırtıcılarla denizi paylaşmak için kendimizi yeterince kontrol edebilir miyiz? | Open Subtitles | أيمكننا السيطرة على أنفسنا بما يكفي لنشارك البحر مع المفترسين الآخرين في قمة السلسلة الغذائية؟ |
Sayıları o kadar çok ki her yırtıcının mönüsünde başı çekiyorlar. | Open Subtitles | أعداد السردين كبيرة جداً بحيث يكونون في قائمة طعام أكثر آكلي السمك من المفترسين هنا |
Büyük beyaz köpekbalıkları sıra dışı yırtıcılardır. | Open Subtitles | أسماك القرش البيضاء هم أعظم المفترسين |