"المفروض ان" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekiyordu
        
    • gerektiğini
        
    • gerekmiyor
        
    • gerekirdi
        
    • gerekir
        
    • olmalıydı
        
    • olmalıydım
        
    Şuan Maroon 5 ve Colin Farrell'la bir arada olmam gerekiyordu! Open Subtitles انا المفروض ان اكون مع مارون 5 و كولن فالر الان
    Denizaşırı ülkelerde tedavi olması gerekiyordu ve birden bütün dünyamız yerinden oynadı. TED كان من المفروض ان نبحث عن العلاج في الخارج ولكن سحب البساط من تحتنا
    Ailene dikkatli olmalarını söylemen gerekiyordu. Open Subtitles جوي ، كان المفروض ان تخبري عائلتك ان يكونوا اكثر انتباها
    Bu gibi durumlarda ne yapman gerektiğini sana öğrettiler mi? Open Subtitles انا علمتك ماذا المفروض ان نعمل فى مثل هذه المواقف
    Sence bunu o kadını o odaya almadan önce düşünmüş olman... gerekmiyor muydu? Open Subtitles ألا تظن انه من المفروض ان تكون قد فكرت في هذا قبل أن تاخذ هذه المرأة في هذه الحجرة؟
    Boris Balkan için çalıştığımı size söylemem gerekirdi. Open Subtitles كان من المفروض ان اخبرك فى الحال اننى اعمل لدى بوريس بالكان
    Aslında onları benim gezdirmem gerekir ama çok meşgulüm. Open Subtitles المفروض ان أأخذهم انا ولكنني مشغولة جداً
    Niles, onun babamla ilgilenmesi gerekiyordu. Burada olmanızın tek sebebi buydu, hatırlıyor musun? Babam tuvalette. Open Subtitles ـ كان من المفروض ان تعتني بابي ـ هو في الحمام
    'Çünkü bize bu pizzalar ile beraber beleş tarçın vermeleri gerekiyordu. Open Subtitles من المفروض ان يعطونا عبوه قرفه مجاناً مع هذه البيتزا
    Saat 12'de dışarıda olmanız gerekiyordu,... Open Subtitles كان من المفروض ان تظهر عند الساعة 12 خارجا
    -...sakin ol. - Böyle olmaması gerekiyordu! Open Subtitles لا تغضب هنا لم يكن من المفروض ان تكون هكذا
    Bu anketlerin gizli olmaları gerekiyordu. Open Subtitles توقعت ان هذه التساؤلات المفروض ان تكون خصوصيه
    Normalde, bunun Linc ve benim için bir haftalık giyecek stoğu olması gerekiyordu. Open Subtitles كان المفروض ان هذه الملابس تعتبر تساوي مدة اسبوع من غيار الملابس لي انا و اخي
    Birbirimize her şeyi söylememiz gerektiğini falan. Open Subtitles اعتقد اننا من المفروض ان نخبر بعضنا بكل شى
    Sen bir köpeğin bile seni ısırırken gözlerini kapaması için ne kadar çirkin olman gerektiğini biliyor musun? Open Subtitles تَعْرفُ كَمْ من المفروض ان تكون قبيح علشان تخلي الكلب يغَلْق عيونِه و هو بيعض ساقَكَ؟ لا بوبس
    Bir şey hissetmem gerektiğini biliyorum ama hiçbir şey hissetmiyorum. Open Subtitles اعلم انه من المفروض ان أشعر بشي . ولكني لا أشعر بأي شي
    Sence bunu o kadını o odaya almadan önce düşünmüş olman... gerekmiyor muydu? Open Subtitles ألا تظن انه من المفروض ان تكون قد فكرت في هذا قبل أن تاخذ هذه المرأة في هذه الحجرة؟
    Beni izlemeleri gerekmiyor. Ben yapmam gerekeni yapıyorum. Open Subtitles هم ليس من المفروض ان يتجسسون علي فانا اعمل ما يتوجب علي عمله
    En başında burada olmamamız gerekirdi. Gölde olmamız gerekirdi. Open Subtitles لم يكن من المفروض ان نكون هنا فى المقام الاول
    Ve onu_BAR_korumam gerekirdi... ve sonunda ona olanlardan_BAR_ben sorumluyum. Open Subtitles كان المفروض ان احافظ عليها و فى النهاية انا المسئول عن ما حدث لها
    Hamileliğin sekizinci ayından sonra uçmaman gerekir. Open Subtitles ليس من المفروض ان تركبى طائره و انت حامل
    - Bakımevinde olmalıydı. - Bu Wendy'i üzdü. Open Subtitles اعتقد انه من المفروض ان يكون بمنزله هذا سيحطم قلب وندى
    Bir haftadan kısa bir sürede Fiji'ye varmış olmalıydım. Open Subtitles بسرعة 9 عقد كان من المفروض ان اصل لفيجي بأقل من أسبوع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more