"المقبره" - Translation from Arabic to Turkish

    • mezarlığa
        
    • mezarlık
        
    • Heiau
        
    • mezar
        
    • mezarlıkta
        
    • mezarlığın
        
    Neden mezarlığa giremediğini buldum. Open Subtitles أنا أعلم السبب، لماذا لم يدخل إلى المقبره
    Babam annemle beraber 4 odalı bir evde yaşıyor... kardeşimin gömülü olduğu mezarlığa 4 blok uzaklıkta. Open Subtitles ابي يعيش بشقه ذات اربع غرف مع امي علي بعد اربع شوارعا من المقبره المدفون بها اخي
    Gidip eşyaları arabaya koy ve arabayı mezarlık girişine getir. Open Subtitles ضعي الاشياء في السياره وبعد ذلك قودي الى مدخل المقبره
    O aileyi bulabileceğin tek yer şehrin sınırındaki mezarlık evlat. Open Subtitles بني, المكان الوحيد الذي ستجد فيه هذه العائله هو المقبره في نهاية البلده
    - Heiau'da garip bir adam vardı aslında. Open Subtitles في الواقع ، كانَ هناكَ ذلك الرجل الغريب في المقبره
    Devamlı şu Kızılderili mezar höyüğü hakkında soru sorar dururlardı. Open Subtitles كل ما سألوا عنه هي المقبره الهنديه القديمه على التله
    Beni mezarlıkta yakalayabilirdin ama polisleri vuramadın. Open Subtitles كان يمكنك إصابتي في المقبره لكنك خفت أن تصيب الشرطه
    Havaalanından direkt mezarlığa gidecektim, ama... Open Subtitles كنت سأتجه مباشره من المطار الى المقبره ولكن..
    Tamam mı? mezarlığa korumasız gitmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles أنا لن أدعك تذهبين لتلك المقبره بدون أي حمايه
    mezarlığa annem ve kardeşim Willie'nin yanına gömmüşler. Open Subtitles دفنوه في المقبره الى جانب والدتي وأخي ويلي
    Sanırım onu mezarlığa gömmek en iyi seçeneğimiz. Open Subtitles اعتقد ان دفنه في المقبره هو افضل خيار لنا
    Kasabanın dışında mezarlık yanı. Open Subtitles بالاعلى في نهايه البلده بالقرب من المقبره
    mezarlık gayet iyi. Orası zaten ölü yeri. Open Subtitles فكره المقبره تبدو جيده , انها غير ملحوظه
    Burası mezarlık. Ölüleri getirdikleri-- Evet, doğru. Open Subtitles هذه هي المقبره انها المكان الذي يضعون فيه الناس...
    Kendisi Heiau da değildi ama parmakları öyleydi. Open Subtitles لم يكن في المقبره ، لكن اصابعهُ كانت كذلك
    Çünkü aradığımız katil Heiau'dan bir şeyler çalmıyordu. Open Subtitles السبب ان القاتل لم يكن يسرق اي شئ من المقبره
    Yani, cinayet mahallinden kalan çanta var adamda o çocuklara saldırdığını kabul ediyor, ve insanları Heiau'dan uzaklaştırmaya kafasını takmış. Open Subtitles اقصد ، لديهِ الحقيبة من موقع الجريمة وهو يعترف بإخافة هؤلاء الأطفال وهو مهووس بإبقاء الناس بعيداً عن المقبره
    Evet, bir mezar tohumu gibi geldi bize... Open Subtitles أنت, الذي تأتي ألينا مثل البذرة في المقبره
    Bu demek oluyor ki mezar, Krallar Vadisi'nde olmalı. Open Subtitles هذا يعني بأن المقبره يجب أن تكون في الوادي
    Beni mezarlıkta yakalayabilirdin ama polisleri vuramadın. Open Subtitles ذلك ضعف كان يمكنك إصابتي في المقبره لكنك خفت أن تصيب الشرطه
    Bu gece kendini bir mezarlıkta buluverdin çünkü öyle olması gerekiyordu. Open Subtitles أنت كنت الليله فى المقبره لأننى كنت أعنى ذلك
    Bu mezarlığın ne kadar güzel olduğunu anlatmak isterdim size. Ne kadar şahane. Open Subtitles أنا كنت إريد إخباركم أن هذه المقبره رائعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more