Çünkü bu sadece konuştuğumuz bazı korsan filmlerin kuramsal satış fiyatı değil Gerçek bir ekonomik kayıp. | TED | فهو ليس مجرد قيمة افتراضية لبيع الأفلام المقرصنة بالتجزئة لكنه يعد خسارة اقتصادية حقيقية |
Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi. | TED | الهجوم موّل جزئيا من بيع الأقراص المقرصنة في الولايات المتحدة. |
Sanırım biri bilgisayarına korsan olarak girmiş. | Open Subtitles | أنا أفكر شخص يمكن لقد المقرصنة إشارة له. |
Empatiyi taklit ediyor muhtemelen korsan bir güncelleme yüzünden. | Open Subtitles | هي تردد التعاطف ربما من خلال تطوير البرمجيات المقرصنة |
NEBUCHADNEZZAR 2060 YILINDA ABD'DE YAPILDI ...Buradan korsan yayın yapıp, Matrix'e giriyoruz. | Open Subtitles | حيث نبث الإشارة المقرصنة... وندخل إلى المصفوفة. |
Konfederasyonun hackerlar tarafından kontrol edilmesinden korsan olmuş | Open Subtitles | التي تم المقرصنة بعيدا عن الاتحاد وأبوس]؛ [س] تحكم من قبل المتسللين لدينا |
Bir sürü korsan kasete el koyuyoruz. | Open Subtitles | نصادر كثير من الفيديوهات المقرصنة |
korsan kitap kütüphaneleri bulabilirsiniz. | TED | وستجد مكتبات الكتب المقرصنة. |
korsan DVD sattım. | Open Subtitles | و بائع للأقراص المقرصنة |
Bay Hong'a korsan DVD'leri için 8 dolar ödüyoruz. | Open Subtitles | نحن ندفع للسيّد (هونق) 8 دولارات للواحدة من أفلامه المقرصنة |
Ucuz DVD'ler, korsan yazılımlar için daha çok yer kaldı. | Open Subtitles | هنا حجرة أقراص "الدفيدي" الرخيصة، البرمجيات المقرصنة... |
Çelik adam'ın korsan kopyasının tadını çıkaralım. | Open Subtitles | دعونا نستمتع بهذه النسخة (المقرصنة لـ(مان أوف ستيل |
- korsan kopyası. | Open Subtitles | -النسخة المقرصنة |