"المقزز" - Translation from Arabic to Turkish

• İğrenç
• Şu iğrenç

Sanırım sakalım ve o iğrenç yüzün sayesinde bizi tanımıyorlar. Derek!
أظن بوجود لحيتي ووجهك المقزز .فحتماً أنهم لا يعرفون مَن نكون

Bilirsiniz, bence hepimiz iğrenç hikâyeler dinlemeyi severiz çünkü bu, iğrenç yanımızı keşfetmemizin toplumsal olarak kabul görür bir hâli.
أعتقد أننا جميعًا نحب سماع القصص المقززة، لأنها طريقة مقبولة اجتماعيًا لاكتشاف الجانب المقزز في أنفسنا.

Böylesi iğrenç iyiliği tuzağa düşürebilecek .tek bir yem var
هناك طعم واحد فقط لمثل هذا الصلاح المقزز اغراء وحيد لا يفشل ابدا

- Şu iğrenç gösteriye bak. - Evet, efendim.
انظر الي هذا العرض المقزز امرك يا سيدي

Benim bebek kitabımı görmelisin. Rengi iğrenç bir turuncu.
إنه جميل جدا، يجب عليك رؤية كتاب طفلي لونه ذلك البرتقالي المقزز

İçinden bir şey çıktı. Sürüngen, iğrenç bir şey bana saldırdı.
لقد أخرج هذا الشئ المخيف المقزز وقد هاجمني

- Onu böyle kullanmaları çok iğrenç.
أظن أنه من المقزز الطريقة التى يستغلوه بها جميعا ً

Ben mütevazı bir iğrenç İngiliz yemeği satıcısıyım sadece.
أنا لست قاتلاً ، أنا ممون متواضع للطعام الإنجليزي المقزز

Çünkü eğer öyleyse iğrenç adamla seks yapma sırası başkasında.
لأنها إذا كانت كذلك فقد حان دور شخص آخر حتى يقيم علاقـة مع الرجل المقزز

Bak; eğer senin iğrenç yağının benim tofuma bulaşmasını umursamıyorsam;
اذا كنت لااهتم بطعامك المقزز ان يلمس طعامي فلماذا تهتم ان يلمس طعامى طعامك المقزز

Ama doktorlar ister. Birkaç ay önce iğrenç şeyler değişti değil mi?
الشيء المقزز تغيّر، صحيح، قبل بضعة أشهر؟

Verene kadar bu çift taraflı siyah-kahverengi iğrenç kemeri takarsın.
حتى ذلك الوقت يمكنك ارتداء هذا الحزام المقزز الأسود مع بني القابل للعكس

"Eski ve iğrenç mahallendeki ayak takımı tarafından rahatsız edilmeden kocaman bahçemde futbol becerilerimi alıştırma yapabilmek."
لتكوني قادرة على مزاولة مهارتي الكروية، في باحة بيتي الضخمة بدون أن يزعجني من الدهماء في حيّك القديم المقزز.

Sen o ellerini orada tut, sen de o iğrenç kırıntılarla otur arkada.
ابقى بعيداً عني ويـــديك المرتعشة انت والفتات المقزز

Evlerinde oturuyor, dillerini öğreniyor, iğrenç yemeklerini pişiriyorum ama hâlâ bana bir yabancıymışım gibi davranıyorlar.
لقد كنت أحيا بمنزلهم أتعلم لغتهم وأطهو طعامهم المقزز ولا زالوا يعاملونني كغريبة

Göğüs avuçlaması... İğrenç açık saçık konuşmalar... Gece takipleri...
الإمساك بالصدور والكلام البذيء المقزز والمطاردة ليلاً.