"المكابح" - Translation from Arabic to Turkish

    • fren
        
    • Frene
        
    • Frenler
        
    • freni
        
    • Frenleri
        
    • frenlere
        
    • frenlerin
        
    • frende
        
    • frenle
        
    • Balatalar
        
    Otoyolda yol alan genç bir sürücüydüm önümde de bir araba vardı, fren lambalarının yandığını gördüm. TED كنت سائقة شابة على الطريق السريع رأيت ضوء المكابح على السيارة التي كانت أمامي
    Olan şey de şuydu; bir kamyon, arabanın önüne sürdü ve araba fren yapamadı. TED وما حدث كان أن شاحنة خرجت أمام السيارة وفشلت السيارة في الضغط على المكابح.
    Yani Frene bastığımda araba "Şurada enerji varmış, alıyorum." diyor. Open Subtitles فعندما أضغطُ على المكابح هنا تقولُ السيارة: سأُخزِّن هذه الطاقة
    Çok kolay. Tek yapman gereken biraz Frene basmak. Open Subtitles هذا سهل ، كل ما علي فعله هو الضغط قليلاً على المكابح
    Frenler Calgary'de okul otobüsünü devirir. Open Subtitles المكابح تعطلت فى حافلة مدرسية فى كالجارى
    Tüm trenlerde emniyet freni gibi bir şey var sanıyordum. Open Subtitles أعتقد أنّه لا بد بأنّ يكون هنالك شخص يتفقد المكابح
    Öteki trenlerin Frenleri istasyonlarda durmasınlar diye tahrip edildi. Open Subtitles في قطارات أخرى ، المكابح عُبث بها مما جعله مستحيلاً أن تتوقّف في الوقت المناسب للإشارات وفي المحطات
    Birazdan daha iyi bilgi verir, kaptan. fren zamanı. Open Subtitles يمكنني إجابتك بشكل أدق بعد قليل، أيها الربان، حان وقت المكابح
    fren kolunu ve dönüş anahtarını alıyorum, Denny. Open Subtitles ساخذ مقبض المكابح منك ومفتاح العكس يا ديني
    Tamirhanede dediklerine göre fren kampanasının valfı gevşemiş. Open Subtitles قالوا في ورشة التصليح أن صمام اسطوانة المكابح تم حله
    Tamirhanede dediklerine göre fren kampanasının valfı gevşemiş. Open Subtitles قالوا في ورشة التصليح أن صمام اسطوانة المكابح تم حله
    Ateşleme ayarı, yağ değiştirme, fren balatası değiştirme, motor rektifiyesi, şanzıman... Open Subtitles تعبئة البنزين، تصليح المكابح تركيب المحركات، نقل قطع الغيار
    Ben yağ değiştirirken fren yağını boşaltmış olabilirim. Open Subtitles بالنسبة لهذا الشأن ، عندما غيرت الزيت، ربما صفيت سوائل المكابح
    Pekala. Kolay olacak. Biraz Frene dokun. Open Subtitles حسناً ، هذا بسيط انقر المكابح قليلاً فقط
    Seni gördüm ve Frene uzandım ama gaza basmışım. Open Subtitles لا أدري ما الذي حصل رأيتك وحاولت دعس المكابح ولكني دست على البنزين
    Şimdi ayağını Frene koy. Bir km sonra ışık var. Open Subtitles ضع قدمك الآن على المكابح هناك إشارة ضوئية على بعد نصف ميل
    Direksiyon normal, Frenler normal. Mekanik bir arıza yok. Open Subtitles المقود بخير، المكابح تعمل، لا يوجد أي شيء في السيارة
    Frenler, arka aks ve silindir kapakları dışında. Open Subtitles باستثناء المكابح والعجلة الخلفية والإسطوانة
    Ben Ray Santiago FBI, acil durum 907 hattında freni patlamış bir araç var Open Subtitles هنا العميل راي سانتياغو من التحقيقات الفديرالية لدي حالة طارئة الترام 917 فقد المكابح و يسرع نحو نهاية الخط
    Frenleri geçen yaz hallettim, ...ama sizin yerinizde olsam kışın, ...kar yağmadan önce gidip kontrol ettiririm. Open Subtitles و المكابح في الصيف الماضي لكن مع الشتاء السيئ لو كنت مكانكم لجعلتهم يتفقدونها قبل هطول الثلج
    frenlere asılıyorum ve duygusal bir darbe ile fırlıyorum. Open Subtitles لقد شددت المكابح بعنف وأنزلقت نحو تأثير صدمة عاطفية
    Yokuş aşağı hız yapıp sonra frenlerin patlamış gibi davranma. Open Subtitles لاتسرع وأنت على طريق هابطة متظاهراً بأن المكابح معطلة
    Başkası onu yakalamak için sürgülü kapıyı kullanırken sürücü ayağını frende tutmuş olabilir. Open Subtitles ربما استمر السائق بوضع قدمه على المكابح بينما استخدم شخص اخر الباب ليأخذها
    Pas geçecek gibi yaklaşıp ani sert frenle yay çizip onu yakalayacağım. Open Subtitles سأستخدم المكابح بأقصى قوتها، وأربط الحبل بها. أمر بسيط للغاية.
    Balatalar iki hafta önce değiştirilmiş. Open Subtitles أن المكابح تم تغييرها قبل أسبوعين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more