Ve onlara gösterecekleri performans için üç seviyede ödüller teklif ettiler. Küçük ödül, orta ödül ve büyük ödül. | TED | وقدموا لهم مقابل اشتراكهم ثلاث درجات من المكافآت. مكافأة صغيرة، مكافأة متوسطة، مكافأة كبيرة. |
Aynı düzenek. Bir avuç oyun ve üç farklı ödül. | TED | نفس الموضوع. مجموعة من الألعاب وثلاث درجات من المكافآت. |
ödüller, tam da doğaları gereği, dikkatimizi odaklamamızı ve zihnimizi yoğunlaştırmamızı sağlar. Bu yüzden pek çok durumda işe yararlar. | TED | المكافآت بطبيعتها تركز التفكير وتحدد مجال التركيز ولذلك فهي تنجح في الكثير من الحالات. |
Artık merkezdekiler de hizmetlerini gördüğüne göre hakkettiğin ödülü alacaksın. | Open Subtitles | بما أن المقر الرئيسي يعلم بالخدمات التي قمت بها سوف تحصل على المكافآت والمعاملة المناسبة |
Çoğu durumda üyeler, ait olma ve vaat edilen ödülleri kazanma arzusuyla gönüllü olarak boyun eğebilirler. | TED | وقد يقوم الأعضاء في كثير من الحالات بالقبول رغبة منهم في الانتماء والحصول على المكافآت الموعودة. |
Ve, her ne kadar kişisel olarak bana da iyi gelecek olsa da, ...sanırım ikramiyeler konusunda biraz daha tutumlu davranmalıyız. | Open Subtitles | وبقدرما يؤثر بي شخصيًا، أظن أن علينا الإمساك عن المكافآت. |
- Bonusları konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نناقش المكافآت |
Ancak bu sefer, en yüksek ödül teklif edilen kişiler en kötü performansı sergiledi. | TED | لكن هذه المرة، الأشخاص الذين قدم إليهم المكافآت الكبرى، قاموا بأسوء أداء من الجميع. |
Bayan Nelson, katilin tutuklanması ve mahkum edilmesine yol açan bilgi için toplam 8000 bin dolar ödül verildiğini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | انسة نلسن، هل تعلمين ان المكافآت على المعلومات التي تقود الي اعتقال وإدانة القاتل بلغت ثمانية آلاف دولار؟ |
Hayvan terbiyecileri hayvanların bu davranışları ödül sözü verilerek yaptığını düşünmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | ومدربي الحيوانات يودون من الجمهور الاعتقاد بأنهم أقنعوا الحيوانات لمثل هذه السلوكيات مع وعد من المكافآت. |
Her polisin ve her ödül avcısının seni aradığını biliyorsun. | Open Subtitles | أتعلم أن الشرطة تبحث عنك؟ و كذلك صائدو المكافآت |
Komiser Kadam gibi insanlar ödül alamıyor. | Open Subtitles | والناس مثل مفتش كادام .. لا يحصلون على المكافآت. |
Ve bence tüm bunların nasıl olduğu hakkında fikir yürütmenin en ilginç yolu, ödüller açısından bakmaktır. | TED | و أعتقد أن الطريقة الأكثر للإهتمام للتفكير حول الكيفية التي تجري بها الأمور هي عبر لغة المكافآت. |
Çok zorlu mücadeleler ve güçlükle kazanılan ödüller. | Open Subtitles | التحديات الشديدة. والحصول على المكافآت بشق الأنفس. |
Bence dışarıdan gelen ödüller küçük düşürücü. | Open Subtitles | شخصيًا، أجد فكرة المكافآت الخارجية أمرًا مهينًا |
Başarılarımın gün ışığında olduğu ve aynı ödülü alamayacağım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأن إنجازاتي حدثت في وضح النهار ولا يمكن منحي نفس المكافآت. |
Başlangıçta hepsi birbirlerine nazik ve ödülü paylaşmakta hevesli. | Open Subtitles | في البداية، غالبيتهم لطفاء مع بعضهم البعض و إقتسموا المكافآت. |
Kendine, sahip olmak istediğin ödülleri ver. | Open Subtitles | اعطي نفسك كل المكافآت التي تودين الحصول عليها |
Ve her türlü mum problemi için, her alandaki bu tür problemler için, bu türden eğer-ise ödülleri, pek çok işimizi dayandırdığımız şeyler, işe yaramıyor. | TED | ولمشاكل الشمع من أي نوع، وفي أي مجال، تلك المكافآت على صيغة إذا-فسوف، التي بنينى العديد من مشاريعنا عليها، لا تعمل. |
Tabii ki, ikramiyeler kaldırıldı. | Open Subtitles | ومن الواضح أن يتم إلغاء المكافآت. |
Bonusları şimdi ödüyorum. | Open Subtitles | أنا سأدفع المكافآت الآن |