Ve böylece mükemmel öğrencilerim terkedilmiş çocuklara bakmayı ve istenmeyen bebekleri almayı öğrendiler. | Open Subtitles | ولذا تلميذي الممتاز تعلم الأعتناء بالأطفال المتروكين وتسليم الأطفال الرضع الغير مرغوبين أسترخي |
- Bir komutan asla... - Ve mükemmel Albay Sandauer'a. | Open Subtitles | القائد لا يفعل ذلك و الكولونيل سانداور الممتاز |
Bu mükemmel şövalye... adil ve cesurca dövüşen bu adam kazanmalıydı. | Open Subtitles | هذا الفارس الممتاز الذي بارز بعدل و كياسة, كان يجب أن يربح |
Son Amerikan kahramanı, yarı tanrı, altın batının Süper sürücüsü. | Open Subtitles | البطل الأمريكي الأخير، شينتا الكهربائي، نصف الإله، السائق الممتاز للغرب الذهبي. |
Ne aptalım, Süper adamı kandırabileceğimi sandım. | Open Subtitles | السخيف ني، تفكير أنا يمكن أن أخدع غاي الممتاز. |
Avukatının, Sam Holbrook, onun Premier Lig'in en... önemli oyuncularından biri olmasında önemli bir katkısı oldu. | Open Subtitles | محاميه , سام هولبروك يبدو فى المجموعة ليصبح لاعباً رئيسيا فى الدوري الممتاز |
...mükemmel sicilinize rağmen, bu görevde çalışamayacağınızı bildirmekten..." | Open Subtitles | نأسف باخبارك أن بالرغم تقريرك الممتاز عن الخدمة |
mükemmel bir seçim. | Open Subtitles | الإختيار الممتاز. لا إحساسَ إخْتياَر المادةِ بعمر 12 سنةً. |
Bak, bu mükemmel bir piston olabilir. | Open Subtitles | حسناً إنظر يمكن أن يكون هذا البستون الممتاز |
Catalina, şu çikolata tenli, ipek gibi saçları yumuşak omuzlarını örten ve mükemmel iri göğüsleri huzur veren kız. | Open Subtitles | .. حول كتفيها الناعمين و يستقر .. على صدرها الممتاز الفسيح |
Bak Gazetecilerin Şahı, eğer bir ara çıkardığım mükemmel işin bu boktan kâğıt parçasının huzurunu bozduğunu hissedersen... | Open Subtitles | في أي وقت كان تشعر ان عملي الممتاز لم يعد يتماشي مع سياسة هذه المقاطعة ساكون اكثر سعادة |
Bu olaydaki mükemmel performansından dolayı seni kutlamak istedim. | Open Subtitles | اردت ان اشكرك فحسب لعملك الممتاز على هذه القضية |
pervasız, acımasız, vahşi, mükemmel eğlence garanti. Bu adam işini gerçekten seviyor. | Open Subtitles | عديم الرحمة متهور شرس، لكن يضمن الترفيه الممتاز هذا الشخص الوحيد الذي أحب عمله |
Bu da Süper böcek üretmiş olabilir. | Open Subtitles | الذي من المحتمل يمكن أن يأخذ البقّ الممتاز المخلوق. |
- Senin Süper Asker olmadığını anladık. | Open Subtitles | لذا، نأخذه أنت ليس جنديا ممتازا. الممتاز الذي؟ |
-İnanılmaz. Süper casus rolünde aktör olarak, Süper casusluğunu gizleyen aktör. Hatta, bu koca evin bir Süper casus yatağı olduğuna eminim. | Open Subtitles | ممثل عبقري من يلعب دور الجاسوس الممتاز وغطاءه وهو أفضل من أن يكون ممثل فقط |
Evet, tabi, Adrian. Süper dedektif. Her zanman senin hakkında çıkanları okurum | Open Subtitles | نعم ، بالطبع ، ادريان ، الشرطي السري الممتاز اقرأ عنك كل الوقت |
Bu Süper zor, Süper kafa patlatıcı programın içindesin ki bu çok zamanını alacak. | Open Subtitles | أنت في صف صعب جداً، برنامج برنتيك الممتاز الذي يأخذ منك الكثير من الوقت. |
Premier ligden tutun da küçük liglere kadar, hepsi yozlaşmış durumda. | Open Subtitles | ،من الدوري الممتاز إلى ملعب الأطفال الكلّ قد أصيب بالعدوى |
lüks odalar, büyük lüks odalar ve bir de özel büyük lüks süit. | Open Subtitles | الغرف الممتازة، الغرف الممتازة الكبيرة والجناح الخاصّ الممتاز الكبير |
Yer Kalite Geliştirme gelip, bana teklifte bulundu. | Open Subtitles | جاءَ تطويرُ الأرضِ الممتاز فيه وقدّمَ لني عرضاً. |
Lan keratalar, karşınızda... tam 93 kilo Tarım Bakanlığı onaylı, kaliteli zenci duruyor. | Open Subtitles | أمهاتكميُحدقنفيّ.. 205باوند لوزارة الزراعة الأمريكية الزنجي الممتاز. |