Sahilde oturup okyanustan gelen rüzgarın tuzlu kokusunu tadarsın, ve içinde sonsuz bir özgürlüğün sıcaklığını hissedersin, | Open Subtitles | انت تقف على الشاطيء وتشم الرائحة المملحة التي تأتي من المحيط, وتشع بداخلك بالدفيء بالحرية اللانهائية, |
Oh, tuzlu fasulyeler. Ben onlara tuzlu fasulyeler diyorum. | Open Subtitles | البازلاء المملحة أنا أدعوها البازلاء المملحة |
Mesela, peynirli krakerleri, tuzlu krakerlerden daha çok seviyorum. | Open Subtitles | الآخرين،لذاربمالا.. تعجبني القطع المملحة كما تعجبني القطع التي بطعم الجبنة، |
Birlikte yemek yediğinizde sizden tuzluğu istedi ve- - Hiç öyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | وضعته في المملحة وفي وقت أخر ...أثناء تشارككم الطعام,هي طلبت الملح |
Acele etme ihtiyar morina yoksa bana hesap verirsin! | Open Subtitles | ليس بهذة السرعة ايها السمكة المملحة العجوز و الا سوف تواجهنى |
Kıyafetlerimizi denerken tuzlu çerezlerden atıştıramayız. | Open Subtitles | ...نحن لا نتسابق على الوجبات المملحة بينما نحاول تجربة الملابس ، لماذا ؟ ... |
- Evet, tuzlu ve sirkeli cips istemiştim. | Open Subtitles | نعم اوه.. الخل و الرقائق المملحة |
Babam o sevmez . O tuzlu seviyor . | Open Subtitles | أبي لا يحب هذه الأشياء إنهُ يحب المملحة |
Ve senin tuzlu Su şekerlemelerin.. | Open Subtitles | -والباقي من الحلوى المملحة خاصتك |
Bing Kee'nin yemeklerinin tuzlu olduğu bilinir. | Open Subtitles | إن الأطباق المملحة ليست جيدة |
tuzlu golyan. | Open Subtitles | أسماك المنوة المملحة |
Joe elimde bir kutu tuzlu şeker var ve sana iki tane verebilirim. | Open Subtitles | جو)، لدي صدندوق من الحلى المملحة ويمكنك الحصول على اثنتين |
Az tuzlu. | Open Subtitles | المملحة قليلا |
Çekmeceyi çekti, içinden tuzluğu çıkardı. | Open Subtitles | و مد يده للدرج و أخرج المملحة |
Larry! Tadı bütün tuzluğu içine boşaltmışsın gibi. | Open Subtitles | طعمه وكأنك وضعت كل المملحة |
O ihtiyar morinayla nasıl başa çıkılacağını biliyorum. | Open Subtitles | انى اعلم كيف اتعامل مع السمكة المملحة العجوز |