Bana savaşla ilgili daha sıkıcı şeyler mi sormak istiyorsun? | Open Subtitles | تـريدين أن تـسأليني المزيد من الأسـئلة الممله عن الحرب ؟ |
Şu hiç yemek yemeyen adamla ilgili uzun, sıkıcı hikayeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكر هذه القصه الطويله الممله عن هذا الرجل الذى لم ياكل ابدا؟ |
bizi esir alan sıkıcı karton oyunlar geliyor. Mesela bu da gördüğünüz gibi o sıkıcı | TED | اللتي تبقينا محتجزين في ايام الاعياد هذا مثال على احد هذه الألعاب اللوحيه الممله |
Buraya sıkıcı suç işlemleri hakkında konuşmağa gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا للتكلم عن اتجراءات القانون الجنائى الممله |
Ben buraya can sıkıcı yasal prosedürleri konuşmaya gelmedim. | Open Subtitles | لم آت الى هنا للتكلم عن اتجراءات القانون الجنائى الممله |
Sanırım karşılaştığım en sıkıcı adam o. | Open Subtitles | أنه أكثر الرجال الممله التى قابلتها فى حياتى. |
Bu sıkıcı hayatta sensiz yaşanmıyor patron. | Open Subtitles | لا نستطيع ان نعيش هذه الحياه الممله ايتها الزعيمه |
sıkıcı konuları sonra konuşuruz komik çocuklar. | Open Subtitles | و سنتحدث عن الأشياء الممله لاحقاً أيها المرحون |
Nihayet beni sıkıcı mangal partilerinizden birine davet ettiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لدعوتك لي أخيراً لإحدى حفلات شوائك العائليه الممله |
Neyse, bu sıkıcı ekipten konuşmayalım. Günün nasıl geçti? | Open Subtitles | على كل حال , لا تريدين سماع هذه الأمور الممله كيف كان يومك؟ |
Seksi, sıkıcı aktiviteleri renklendirmek için kullanabiliriz. | Open Subtitles | تعرفين ، نستعمل الجنس لتبهير بعض النشاطات الممله |
Ama o sıkıcı, donuk ödevlerin insanın ruhunu değerlendirdiğine inanmıyorum. | Open Subtitles | ببساطه، أنا لا أعتقد أن الواجبات الممله والغير متعلقه بالحياة هي مقياس لروح الشخص |
Finlandiya'nın bütün can sıkıcı şeyleri karşılığında her ülkeden aslan aldım. | Open Subtitles | لقد قايضت دولة فيلندا الكثير من الأشياء الممله مقابل جميع الأسود الموجوه في العالم |
Yani bu muhasebe firmasında, sıkıcı işi yapan sen olacaksın? | Open Subtitles | إذا ، في تلك شركة المحاسبة أنا ستحصل على الوظيفة الممله ؟ |
Neden bu sıkıcı ineğe Takılıp kaldım? | Open Subtitles | لماذا يجب أن ينتهي بى الأمر مع هذه البقره الممله ؟ |
Pekâlâ, şatafatlı sıkıcı işine gir o zaman, ben buradaki heyecana devam edeceğim. | Open Subtitles | حسنا, حسنا, اذهبي واحصلي على سروالك المزخرف ووظيفتك الممله وانا فقط سوف اكون هنا لكوني مثيره. |
Üniversite çalışma grubunda yaşlı, sıkıcı bir anneye katlandığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على تقبلك للأم العجوز الممله في مجموعتك الدراسية الجامعية |
Ruhlar aleminde anlatmak için sıkıcı hikayeler aramaya geldim. | Open Subtitles | جئت سعيا خلف اخذ القصص الممله إلى عالم الارواح |
Kendi fuarı olamayacak kadar sıkıcı konular için bir fuar gibi. | Open Subtitles | إنها كمؤتمر لجميع المواضيع الممله لدرجة تمنعها من الحصول على مؤتمر خاص بها |
Başıboş, sıkıcı ve önceden yapılmış gözlemlere dayanmakta olan bu konuşmayı canlı bir şekilde yayınlayabiliriz. | Open Subtitles | هذه المحادثة الممله غير المتناسقة التي تحتوي بالفعل قبل الملاحضات, من الممكن أن تصبح بودكاست. |