Bu yüzden, yapımcılar bu işi Avrupa yollarında çözümlendirmemiz gerektiğine karar verdi. | Open Subtitles | لذلك المنتجون قرروا بانه يجب أن نقرر ذلك على حد الطرق الأوروبيه |
Güvenli olduğundan emin değillerse yapımcılar bizi buraya ne diye getirsin ki? | Open Subtitles | لم سيرسلنا المنتجون إلى هنا إن كانوا يعلمون بأننا لسنا في أمان؟ |
Derken yapımcılar bir çeşit yarış için kenara çekmemizi söyledi. | Open Subtitles | لاحقاً, أخبرنا المنتجون بإن علينا التوقف للتحضير لإحدى انواع السباقات |
- Tamam. Peki. Pazar günü boş ol; yapımcılar vaftiz olmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | ــ ألغِ مواعيد الأحد، يريد المنتجون تعميدنا ــ حسناً |
Ama yapımcılar senaryodan çok daha büyük sorunları olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | لكن المنتجون يعلمون أن المشاكل التي تواجههم أكبر و أصعب من إعادة كتابة سيناريو |
yapımcılar bu rolü öncelikle bir başkasına teklif etmişler; | Open Subtitles | المنتجون عرضوا الدور في الأصل على شخص آخر |
Fazla müzik bilgim yok, ama yapımcılar bana yetenekli birini gösterdiğinde onu tanırım. | Open Subtitles | ربما لست واسع المعرفة ولكنني أعرف الموهبة حين ينبهني المنتجون لها |
yapımcılar filmin içine 10 dakikalık pozitif yönlü siyah insan rolü eklesinler yoksa ülke genelinde siyah sinemaseverlerin katılacağı bir grev düzenleyeceğiz. | Open Subtitles | المنتجون يضعوا نموذج دور أسود إيجابي على تلك الشاشة في الدقائق الـ10 التالية أو سننظم إضراب على اتساع الدولة لرواد السينما السود |
yapımcılar bir yıldız olmadan perde açamayacağımızı düşünüyor. | Open Subtitles | المنتجون يشعرون أنه بدون نجم, لا يمكننا البدأ |
Bugün filmi gösterime girdi ve yapımcılar bunu Cuma koleksiyonlarında hit olarak ilan ettiler. | Open Subtitles | اليوم هو أول يوم من إطلاق الفيلم و قد أعلن المنتجون أنه ناجح بناءاً على إيرادات يوم الجمعة |
İşimizi iyice zorlaştırmak için yapımcılar bize parayla almayalım diye hiç para vermedi. | Open Subtitles | ولجعل المهمه صعبه, المنتجون لم يعطونا أي نقود لكي نشتري الشياء |
yapımcılar bize, gece boyunca buradan.. | Open Subtitles | المنتجون طلبوا منا بان نترك موقعنا بالليل |
Sonraki sabah, yapımcılar pistte kaçacak yer olmadığı ve çok tehlikeli olduğu için.. | Open Subtitles | في الصباح التالي المنتجون قرروا بما ان الحلبه ليس لها نطاق محدد |
Ancak, yapımcılar şehirde arabasını kaybedenin.. | Open Subtitles | على اي حل المنتجون قالوا بان من يضيع سيارته |
Ne? Benim ki 14 olacak! Hayır, yapımcılar insanların tam olarak arabanın içinde olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لا, المنتجون قالوا بما ان الأشخاص الذين وضعتهم كان نصفهم في الخارج |
Hepsi; yapımcılar, yönetmenler sana ne yapacağını nasıl davranacağını, nasıl rol yapacağını nasıl gülümseyeceğini, nasıl sevişeceğini söylediler. | Open Subtitles | جميعهم.. المنتجون, والمخرجون, هم يخبرونكِ بما عليكِ فعله, |
yapımcılar devamlı aynı emin yolu seçen insanları yolluyor. | Open Subtitles | المنتجون يظلون يرسلون لي اشخاصًا بنفس التفكير العادي |
Eğer yapımcılar zekiyse, aynı karbon kopyasını arıyor olmayacaklardır. | Open Subtitles | إذا المنتجون أذكياء، لن يبحدثوا عن نسخة كربونية. |
Adam ve Mandi. Kitabını uyarlamak isteyen yapımcılar. | Open Subtitles | آدم) و (ماندي)، المنتجون) يريدون الإطلاع على خياراتك |
Bunun üzerine, üreticiler talepte beklenen düşüş yönüne yardım etmek için işletme giderlerini kesebilir. | TED | في ردة فعلٍ، سيميل المنتجون إلى خفض تكاليف الإنتاج لدعم حالة التراجع المتوقعة على الطلب. |
Onlara bakımın suçu değil dedim. Hepsi Cincinaty'deki lanet olası aç gözlü üreticilerin suçu. | Open Subtitles | إنـه عيب أولئك الحقيرون (المنتجون الطمّاعون في (سينسيناتي |
yapımcıların başka işleri de vardır, ayrıca çekimle ilgilenmek için sen oradasın. tabi ki,ben varım. | Open Subtitles | المنتجون لديهم عمل أيضاً، وأنت هناك لتعتني بالتصوير |