| Eve çok geç saatte geldiği için ona kızmayacak mısın? | Open Subtitles | ألن تعاتبها لقدومها إلى المنزل في وقت متأخر جدًا ؟ |
| Ve o gece Eve doğru geç saatte pil ve buz taşıdım. | TED | وقدت إلى المنزل في وقت متأخر من تلك الليلة مصطحبة معي البطاريات والثلج. |
| Miranda Eve vardığında, dairesi bomboştu. | Open Subtitles | وصل ميراندا المنزل في وقت لاحق إلى شقة فارغة. |
| Eve bir banyo daha yaptırmazsak ortam çok çirkinleşecek. | Open Subtitles | إذا لم نحصل على حمام آخر في هذا المنزل في وقت قريب سوء تسوء الأحوال |
| Dün gece Eve geç geldi. | Open Subtitles | حصلت على المنزل في وقت متأخر الليلة الماضية. |
| Sizin nadiren Eve erken geldiğinizde eşiniz onu dolaba saklanmıştı. | Open Subtitles | الرجل كانت مخبأة في خزانة الخاص بك على مناسبة نادرة حصلت المنزل في وقت مبكر. |
| Bu, bir süre sonra Eve dönebileceğim anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني انني سوف اذهب الي المنزل في وقت ما؟ |
| Cuma ve cumartesi günü birkaç arkadaş Eve erken geldi. | Open Subtitles | جاء اثنين من اللاعبين الى المنزل في وقت مبكر. |
| Tüm sabah derslerini seçerdim, böylece Eve daha erken dönüp, oğullarımla biraz vakit geçirebilirim. | Open Subtitles | سأجعل كل فصولي صباحية لكي يمكنني العودة إلى المنزل في وقت مبكر لقضاء بعض الوقت مع أولادي. |
| Neden bu akşam Eve erken gelmiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تأتي المنزل في وقت مبكر هذه الليلة؟ |
| Daha sonra bir şeyler yemeğe gideceğiz, Eve geç geliriz. | Open Subtitles | على الأرجح سوف نتناول العشاء بعد الفلم لذا سنعود إلى المنزل في وقت متأخر بعض الشيء |
| Bu akşam Eve geç geleceğiz. Aramaya çalışacağım. | Open Subtitles | .سنصل المنزل في وقت متأخر سأهاتفك إن استطعت |
| Annem Eve erken gelecek, değil mi? Hayır, tatlım. | Open Subtitles | انها تثلج , أم يتعلق الأمر الحق المنزل في وقت سابق اليوم؟ |
| Jerry, balığa çıkmanız için zamanında Eve ulaştırmalıyız seni ama. | Open Subtitles | جيري، علينا ان نوصلك الى المنزل في وقت مبكر حتى تستطيع الذهاب في الرحلة |
| Zaman Harcamak yerine, Neden Eve dönmedin? | Open Subtitles | بدلا من إضاعة الوقت , لماذا لا تذهب المنزل في وقت سابق؟ |
| Hademe Eve erken gitmiş. Hasta mıydı? | Open Subtitles | البواب غادر إلى المنزل في وقت مبكر وكان مريضا هذا الصباح |
| Eve geç geldin, evden erken ayrıldın. | Open Subtitles | جئت المنزل في وقت متأخر خرجتِ في وقت مبكر. |
| Bütün gün onun için endişelendim ama Eve geç saatte geldiğimde kapı açıktı. | Open Subtitles | و وكنت قلق بشأنها طوال اليوم ولكن عندما عدت الى المنزل في وقت متأخر |
| Ama Eve geldiğime, saat geçti kapı açıktı. | Open Subtitles | ولكن عندما عدت الى المنزل في وقت متأخر كان الباب مفتوحا |
| Tekliflerini reddetmemden birkaç gün sonra Vali'nin hizmetinden Eve geç gelmiştim. | Open Subtitles | بعد أن رفضت طلبهم ببضعة أيام عدت إلى المنزل في وقت متأخر من مركز الحاكم |