dışa dönükler bunu içe dönüklerden daha fazla kullanır. | TED | الناس المنفتحون يستخدموها أكثر من الانطوائيون. |
dışa dönükler, içe dönüklerden daha çok yalan söylüyor. | TED | المنفتحون يكذبون أكثر من المنغلقين. |
Sabah saat 9'da ofise gelen dışadönük birey, "Hemen bir fincan kahve içmeliyim", diyor ise, şaka yapmıyor -- ihtiyacı var gerçekten. | TED | عندما يصل المنفتحون إلى مكاتبهم في الساعة التاسعة صباحًا ويقولون"أحتاج حقًا إلى فنجان قهوة" هم لا يمزحون بالفعل هم بحاجة القهوة. |
(Kahkahalar) Bunlar, dışadönük bireyler. | TED | (ضحك) هؤلاء هم المنفتحون. |
Bu durum genellikle dışa dönük insanların gerginliklerini azaltmak için tercih ettikleri bir yöntemdir. | Open Subtitles | هذا يحدث بالعادة مع المنفتحون الذين يجدون راحة كبيرة في الثرثرة لتقليل التوتر. |
Bu terimlerin yaygınlaştıran psikolog Carl Jung bile saf içe dönük ya da saf dışa dönük diye bir şey yoktur demiş. | TED | حتى كارل يانغ العالم النفسي الذي طرح هذين المصطلحين ( المنفتحون - الانطوائيون ) قال أنه لا يوجد حقيقة شخص منطو تماما أو منفتح تماماً. |