Burada önemli olan nokta, bu buluşmaya gitmenizin gerekmesi | TED | الجزء المهم هنا هو أنه عليكم حضور الاجتماع. |
Fakat Burada önemli olan sadece küçük pertübrasyon için mekaniğin kuralları doğrudur. | TED | ولكن المهم هنا لمجرد اضطراب صغير، الميكانيكيون هم على صواب. |
Tabi ki, Burada önemli faktör sadece arılar değil. | TED | وبطبيعة الحال ، النحل ليست هي العامل الوحيد المهم هنا. |
önemli olan istediğiniz şeyi yapıyor olmanız ve beceri kazanmanız. | Open Subtitles | المهم هنا بأن تقوموا بما ترغبون به و اكتسابكم المهارة |
önemli olan senin kiliseyle ve hükûmetle olan bağını koruyacak olması. | Open Subtitles | المهم هنا أن هذا الأمر يحمي علاقتك بكلّ من الكنيسة والحكومة. |
Burada önemli olan şey, kaybeden kimsenin olmaması. | Open Subtitles | الشيئ المهم هنا أنه لا وجود للخاسرون هنا |
Burada önemli olan kelimelerden çok rakamlar aracılığıyla iletişim kurma alışkanlığı oluşuydu. | Open Subtitles | الشئ المهم هنا أنه كان معتاداً على التعامل مع الارقام افضل من الكلمات |
Burada önemli olan tek şey senin birazcık belaya bulaşamaman. | Open Subtitles | المهم هنا هو أن تتفادى ورطة صغيرة |
Burada önemli olan sana göre gerçek olan şeyler. | Open Subtitles | ما المهم هنا أنه حقيقي بالنسبة لك |
Burada önemli işleriniz olmalı. | Open Subtitles | لديك عملك المهم هنا , سيدى |
Burada önemli olan şey şu-- | Open Subtitles | ...الشىء المهم هنا |
Burada önemli olan noktayı atlamayalım. | Open Subtitles | دعينا نتذكّر ما المهم هنا... |
Burada önemli olan Dominic değil. | Open Subtitles | إن (دومينيك) ليس المهم هنا. |
O adamlar bizi öğle yemeği yapmak istiyorlar fakat burada asıl önemli olan şey senin lanet olası bastonunu bulman. | Open Subtitles | هذان الاثنان يدعوننا للغداء لكن المهم هنا انك تجد عصاك |
önemli olan tüm şey bunu hızlı ve temiz bir şekilde bitirmektir, böylece hayatını yeniden kurmaya başlayabilirsin. | Open Subtitles | لأن المهم هنا أن نجعلك تمر خلال بسرعة وسلام بقدر الإمكان |