"الموارد الطبيعية" - Translation from Arabic to Turkish

    • doğal kaynakları
        
    • doğal kaynaklarla
        
    • doğal kaynaklar
        
    • doğal kaynakların
        
    • doğal kaynaklarını
        
    Yıllarca hiç düşünmeden doğal kaynakları tüketmeye devam ettik, bir şey olmaz dedik. Open Subtitles لسنوات عشنا بالشعور بقدرتنا على الاستمرار فى استهلاك الموارد الطبيعية بدون أى عواقب
    doğal kaynakları istismar etmeye devam edip fosil yakıtları yakarsak 13. Hedefe ulaşmak imkânsız olacak. TED إذا واصلنا القيام بذلك عن طريق استغلال الموارد الطبيعية وحرق الوقود الإحفوري، سوف يكون من المستحيل الوصول للهدف 13.
    Bütün doğal kaynakları tükettikten sonra da gidiyorlar. Open Subtitles وبعدما يستنزفون كل الموارد الطبيعية به يرحلون
    Aynı zamanda bu güzellik, birkaç tane ya da az miktarda diğer doğal kaynaklarla birlikte birçok ülkede, turizm endüstrisinin temelini oluşturur. TED وهذا الجمال هو أساس الجذب السياحي في العديد من الدول التي تحتوي على القليل من الموارد الطبيعية الأخرى.
    Sanayi ve doğal kaynaklar araştırması adı altında, Open Subtitles تحت غطاء الصناعة واستكشاف الموارد الطبيعية
    Toyota'daki eski işimde, doğal kaynakların nasıl ürüne dönüştürülebileceğini öğrendim. TED خلال عملي السابق في شركة تويوتا، تعلميت كيف أحول الموارد الطبيعية إلى منتجات.
    Sonunda, insanlar gezegenlerinin doğal kaynaklarını tükettiler. Open Subtitles في نهاية المطاف البشر أستنفد . الموارد الطبيعية في العالم
    Yıllarca hiç düşünmeden doğal kaynakları tüketmeye devam ettik, bir şey olmaz dedik. Open Subtitles وكنا نحن منهمكين باستنزاف الموارد الطبيعية لهذا الكوكب ولم نفكر بالعواقب لقد كنا مخطئين
    Onların da dünyanın sürdürülebilirliği için yapılan savaşı kazanmaya yardım edebilecek doğal kaynakları var, ama onlar yatırım yapma kabiliyetine sahip olmayabilirler. TED هم أيضا لديهم الموارد الطبيعية التي يمكن أن تساعدهم في أن يفوز العالم في معركة الاستدامة. ولكن يجوز أن لا تتوفر لهم القابلية على الاستثمار فيها الآن،
    Okulda doğal kaynakları öğreniyoruz. Open Subtitles في حصة الموارد الطبيعية في المدرسه
    Batı dünyasının artan taleplerini karşılamak için altın, elmas, bakır, koltan ve diğer değeri yüksek madenler gibi doğal kaynakları yağmalamak adına tüm tarafların şiddetin kasten sürdürülmesinden şüphelenmesiyle birlikte ülkenin geniş maden zenginliği çatışmaya zemin hazırlıyor. Open Subtitles ما يغذي نار الصراع هو الثروة المعدنية الهائلة للبلاد، و يشتبهُ بأن كل الاطراف تعمل على أطالة أمد العنف بشكل متعمد من أجل نهب الموارد الطبيعية مثل الذهب، الألماس،
    "Dava, gelişen bu dünyada, doğal kaynakları kontrol etme arayışındaki çok uluslu ülkelerce, insani sonuçları düşünülmeden kullanılan gizli yöntemler, yeni sorular doğuruyor" dedi. Open Subtitles حول الاساليب الخفية المستخدمة من قبل الشركات متعددة الجنسيات التي تسعى للسيطرة على الموارد الطبيعية في العالم النامي بغض النظر عن العواقب الانسانية.
    Onlar bize ilk olarak ekolojiyi doğal kaynaklarla ilişkili olarak öğrettiler. TED بدايةً علمنا حول علم البيئة في سياق الموارد الطبيعية.
    Üzün süreli eğilimler tavsiye ediyor ki bu yüzyil yaşaması çok zor olan bir yer olacak, nüfusu artarak, tüketim yolları artarak, ve nadir doğal kaynaklar üzerinde anlaşmazlıklar çıkarak. TED الاتجاهات طويلة المدى تشير إلى أن هذا القرن سيكون مكانًا صعبًا للعيش، مع ازدياد عدد السكان، ازدياد أنماط الاستهلاك، والصراع حول الموارد الطبيعية الشحيحة.
    Politikacılarımızın doğal kaynakların... kontrolü için ve dinsel savaşlarda... .. zaman harcamasıyla hayatta kalamayız. Open Subtitles لا نستطيع البقاء على قيد الحياة بينماساستنايركزونوقتهم، علىخوضمعاركدينية، قتال من أجل السيطرة على الموارد الطبيعية.
    Kar delisi bir kapitalist, yabancı bir ülkenin doğal kaynaklarını sömürmekten suçlu bir adam olmasını yanı sıra O'Sullivan sadist bir çizgide ilerliyor. Open Subtitles ولم يكتفي بأن يكون مجرد رأسمالية يحركها الربح مذنب في نهب الموارد الطبيعية لدولة أجنبية سوليفان يحمل مسحة سادية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more