| Dağıtıcı olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تكون الأسلاك، يمكن أن يكون الموزّع. |
| Dağıtıcı olmayı bırakırım. Sen de yeni bir bağlantı bulursun. | Open Subtitles | سأعتزل عن التوزيع وستبني علاقات جديدة، وتصبح الموزّع |
| Dağıtıcı bir tek ismini biliyormuş. | Open Subtitles | كلّ ما عرفه الموزّع كان اسمًا. |
| Dağıtımcı barıma geldiğinde aldım. - Ben de size getireyim diye düşündüm. | Open Subtitles | حصلتُ عليها عندما أتى الموزّع إلى حانتي، ففكرّت بأن أُعطيها لكم يارفاق. |
| Dağıtımcı barıma geldiğinde aldım. Ben de size getireyim diye düşündüm. | Open Subtitles | حصلتُ عليها عندما أتى الموزّع إلى حانتي، ففكرّت بأن أُعطيها لكم يارفاق. |
| - Dağıtımcı aradı. | Open Subtitles | ...لقد اتصل الموزّع |
| Dağıtana bir ikili. Ayırıyorum. | Open Subtitles | تعادُل مع الموزّع |
| Dağıtana bir ikili. | Open Subtitles | تعادُل مع الموزّع |
| Ne zamandan beri Dağıtıcı ürünüme nasıl para harcayacağımı söylüyor. | Open Subtitles | - منذ متى يملي عليّ الموزّع ما أفعله |
| Narkotik, onun kimyasal maddeleri satın aldığına dair kanıt bulmuşlar ama Dağıtıcı onun yüzünü tespit edemedi bu yüzden de Hester'i salmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | مكافحة المخدّرات وجدتْ دليلًا يفيد بأنّه كان يشتري موادًّا كيميائيّةً، لكنّ الموزّع لم يُنتقَ في التّشكيلة، لذا فكان عليهم أن يتخلّصواْ من (هستر). |
| Dağıtıcı battı. | Open Subtitles | أفلس الموزّع. |