Dikkat, tüm personel. Dünya dışı hareketlilik. Bilinmeyen kaynak. | Open Subtitles | الانتباه، كلّ الموظفون نشاط خارجي، مجهول المصدر |
Geçit odasındaki tüm personel. Ben Albay Maybourne. | Open Subtitles | كل الموظفون في غرفة البوابة هنا العقيد مايبورن |
Buradaki çalışanlar, anınızı yeniden yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar. | Open Subtitles | الموظفون هنا سيبذلون ما بوسعهم لإعادة خلق الذكرى التي اخترتها |
Bilgili çalışanlar tarafından saygıyla karşılandıkları takdirde insanların daha çok bilgi paylaşacaklarını biliyorum. | TED | انظروا، الآن أعرف أن الناس أكثر استعدادًا لمشاركة المعلومات عندما يعاملهم الموظفون ذوو المعرفة باحترام. |
Özellikle hükümet adına çalışan bu insanlar lanet kıçlarının üstünde oturup, zaman geçiriyorlar. | Open Subtitles | خاصه الموظفون الحكوميون يجلسون على أقفيتهم ولايساعدونك |
C Bölüm Alarmı gereğince sivil ve D sınıfı personelin tahliyesi tamamlandı. | Open Subtitles | إخلاء جميـع الموظفون . بجرس الإنذار أنتهـى |
Pekâlâ, kendimce sanki evliymişiz gibi rol yapıyordum, sonra otel çalışanları senin beni aldattığını sandılar, rolümü sürdürmek zorundaydım. | Open Subtitles | حسناً، ربما كنت أتظاهر بأننا متزوجان و عندما ظن الموظفون بأنك تخونني كان يجب أن أتصرف لأحافظ على كرامتي |
Yetkili personel, görevli olduğunuz yerin güvenliğine başvurun. | Open Subtitles | الموظفون المخوّلون, يتحقق من تصريحاتهم الامنيه |
Bence, beş yıldan sonra tüm personel evli olduğumuzu öğrenmiş olmalı, Paul. | Open Subtitles | اعتقد بعد خمس سنوات الموظفون كلهم يعلمون اننا متزوجين , يابول |
Yeni Amerikalı personel göndermemeyi öneriyorum, çünkü bu bombaların gerekçelerinin çoğu, mevcut Amerikalı personel. | Open Subtitles | نَصحتُ الموظفون الأمريكيون الإضافيون لأن جزء كبير من التبرير الديني لهذه القنابل هو وجود موظفين حاليين أمريكان |
Evet, bizimle çalışan birçok geçici personel, onlar biraz... Sanırım, beni diğer geçici personel gibi bulmadınız. | Open Subtitles | ـ أجل ، معظم الموظفون المؤقتون ـ اظن أنك لم تحسن اختيار الموظف المناسب |
Mevcut tüm personel güney çıkışına. | Open Subtitles | إلى جميع الموظفون المتواجدون إلى المخرج الجنوبي |
çalışanlar, kaynaklarımız ve değerlerimizdir; maliyet ya da kafa sayısı değiller; makine değiller; hatta Alman bile değiller. | TED | الموظفون الآن هم الموارد والأصول، وليس تكاليف أو أرقام، وليسوا آلات، وليسوا حتى ألمانا. |
Market ve hissedar baskısı yoktu, çalışanlar o kadar şaşırdılar ki haberi duyunca gözyaşlarına boğuldular. | TED | لم يكن هناك ضغط من سوق أو مستثمرين و قد تفاجأ الموظفون لدرجه أنهم ذرفوا دموعأ عندما سمعوا بالخبر |
çalışanlar bunu gerçekten yapıp yapmadığınızı hisseder. | TED | ويمكن أن يشعر الموظفون سواء كنت تفعل ذلك أم لا. |
Yüksek kazançlı çalışanlar şirketlerinden yaralanmış olarak ayrılıyorlar. | TED | وبرغم الأرباح الضخمة، يترك الموظفون شركاتهم محبطين. |
çalışanlar olayı başka birine attılar. Örtbas denebilir. | Open Subtitles | كان الموظفون يطورون رأساً نووياً ثانياً هل يمكنك ان تقول حفظ السرية؟ |
İnsanlar emzirmemden hoşlanmıyorsa avukatımla görüşebiliriler. | Open Subtitles | وإذا لم يعجب الموظفون إرضاعي فبإمكانهم التحدث مع محاميي |
Tüm personelin dikkatine. Fırlatmaya iki saat. | Open Subtitles | إنتباه لكل الموظفون باقى أقل من ساعتين على الأقلاع |
Bu imkansız görevle karşılaşan sivil görevliler ve devlet çalışanları inanılmaz bir yaratıcılık ve girişimcilik geliştirdiler. | TED | لذلك، مواجهين بهذه المهمة المستحيلة، طوّر الموظفون المدنيّون ومسؤولو الولاية إبداعا وريادة أعمال مدهشة. |
Pekâlâ, geçici personeller, Huxley'e hoş geldiniz. | Open Subtitles | حسناً أيها الموظفون المؤقتون, مرحباً بكم في (هكسلي) |
Çalışanların karşılıklı olarak daha iyi için birbirlerine ilham verirler. | TED | الموظفون يلهمون بعضهم بعضا. نحو المصلحة الأعلى. |
Evet yarın saat 10:00 da, Buckingham Sarayı'nda üç Saray'ın resmi görevlileri, Spencer Ailesi'nin temsilcileri ve diğer yetkili organların da katılacağı bir toplantı öneriyorum. | Open Subtitles | أجل، أقترح إجتماعاً في العاشرة صباحغد... في قصر (بكنغهام) الموظفون من كافة القصور الثلاثة، والممثلون... |