İlk adamını 14 yaşında öldürdü, fahişe annesine hayran olan bir adamdı. | Open Subtitles | في سن 14، قتل ضحيتة الأولى الذي كَانَ معجباً بأمه المومس |
- ...bu fahişe keyif sürsün diye izlemedim. | Open Subtitles | حتـّى تقوم هذه المومس هذه العاهرة اللعينة، بهذه الأفعال ببساطة.. |
fahişe elbiselerinin bu kadar pahalı olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط,لو أكن أعلم أن أزياء المومس تكلفتها باهظه |
Bu fahişenin şehvet mahalli aşırı derecede gelişmiş. | Open Subtitles | موضع هذه المومس من النزوع للحبّ متزايد بغير العادة. |
Onun atladığını gören fahişenin adı neydi? | Open Subtitles | ما اسم هذه المومس ومن شاهد الانتحار ؟ |
Ve karım dediğin o 3 dolar değerindeki fahişeyi her öptüğünde sana gülen yüzümü görürsün. | Open Subtitles | و كلما تقبل تلك المومس التي سعرها 3 دولارات التي تسميها زوجتك سترى وجهي يضحك عليك |
Skinner tam cinayet anında bir fahişeyle aynı yataktaydı ve bize hiçbir açıklama veya mazeret sunmadı. | Open Subtitles | سكيننير كان في السرير مع المومس في وقت موتها، وهو يعرضنا لا تفسير أو عذر. |
"fahişe, feministlerin iddia ettiği gibi erkeklerin kurbanı değil, fatihidir." | Open Subtitles | المومس ليست كما يدعي أنصار الحركة النسائية ضحية الرجال بل بالأحرى هي قاهرتهم |
Şehrin farklı yerlerindeki tüm seçkin fahişe yürüyüş alanlarını belirliyor. | Open Subtitles | كُلّ المومس البارزة المتجولة في أجزاء مختلفة من المدينة |
Oh, şu TV'de duyduğum ölü fahişe hakkında mı? | Open Subtitles | تلك المومس الميتة التي سمعتُ عنها في النلفزيون؟ |
Benimle bir fahişe arasındaki fark şu. | Open Subtitles | اذن,الفرق بيني وبين المومس,ان المومس تقم بذلك كعمل اما انا لا |
Bir fahişe tekrar tekrar ona gitmeni ister. Ben istemem. | Open Subtitles | اذن,الفرق بيني وبين المومس,ان المومس تقم بذلك كعمل اما انا لا |
Önceki fahişe Amerikalı bir adamla ve Doğu Avrupalı bir kadınla cinsel karşılaşması olduğunu söylememiş miydi? | Open Subtitles | ألم تقل المومس أنها كانت مع رجل أمريكي و إمرأة شرق أوروبية؟ |
Şık fahişe adlı yeni bir moda trendini duydum. | Open Subtitles | سمعت عن تلك الصيحة المظهريّة المدعوّة بأناقة المومس. |
fahişenin dairesinden 700 sterlin aldım. | Open Subtitles | سرقت 700 جنيه استرليني من شقة المومس |
Bir de bir fahişenin soyulması olayı vardı. | Open Subtitles | وهناك علامة استفهام حول سرقة المومس |
fahişenin dairesinden 700 sterlin aldım. | Open Subtitles | سرقت 700 جنيه استرليني من شقة المومس |
Dudaklarını okudum ve fahişeyi kaçıracaklarını anladım. | Open Subtitles | قرأتُ شفاههم وإستنتجت بأنّهم كانوا يختطفون المومس. |
O fahişeyi bana hap versin diye tutmuş ki o virüsü yerleştirebilsin. | Open Subtitles | لقد استأجر تلك المومس لتخديري حتى يقوم بزرع ذلك الفيروس. |
- Yani kafası kesilen ajan ikiye bölünen fahişeyle mi kırıştırıyormuş? | Open Subtitles | إذاً العميل الذي قُطع رأسه كان يُعاشر المومس التي بُترت إلى جزئين؟ |
Peki, jigolo. Bir kadının nasıl orgazm olduğu hakkında en ufak bir fikrin var mı? | Open Subtitles | حسنا ايها المومس.انت لاتعلم ابدا متى تشعر المرأة بالرعشه الجنسية? |
Hayır, teşekkürler. Burası orospu kokuyor. | Open Subtitles | . لا شكراً لك . أنى أشمئز من رائحة المومس التى كانت هنا |
Bu eskortun belli bir cinsel aktiviteyi isteyen erkekleri öldürdüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل تحت افتراض ان هذه المومس تقتل الرجال الذين يجبرونها على فعل |