"المُفترض أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekiyordu
        
    • lazımdı
        
    • gerekmiyor
        
    • güya
        
    • gerekirdi
        
    • olması gereken
        
    • olması gerekiyor
        
    Bizi kimse görmesin diye senin köşe başında bekliyor olman gerekiyordu. Open Subtitles كان من المُفترض أن تنتظر بمُلتقى الشارع بحيث لا يرانا أحد.
    Onu öldürmen gerekiyordu gezintiye çıkarıp lolipop vermen değil. Lanet olsun! Open Subtitles من المُفترض أن تقتله وليس أن تمنحه جولة على متن مروحية
    Bir saat kadar önce önemli yerlerin altını çizmemiz gerekiyordu. Open Subtitles نحن من المُفترض أن نسلط اضواء إيماز لنا كاقبل ساعه
    Varlıklarından haberdar bile olmamam lazımdı. Open Subtitles كان من المُفترض أن لا اعرف حتى من يكونوا..
    Çoktan ölmüş olmaları gerekmiyor muydu? Open Subtitles مهلاً ، أليس من المُفترض أن أكون ميتاً بالفعل ؟
    Bu aletin, güya sekiz çizmesi gerekiyormuş ancak biri bile zor çizebiliyor. Open Subtitles كان من المُفترض أن تقوم بثمانِ حركات.. وبالكاد قامت بحركه واحده.
    Bence o silindirimsi şeyin içinden çıkmaması gerekirdi. Open Subtitles لا أظنه مِن المُفترض أن يخرج مِن تلك الاسطوانة
    Ben asla akıl hocam olması gereken adamla tanışmadım bile. Open Subtitles أنا لم أقابل قط الرجل الذى من المُفترض أن يكون مُدربى.
    Benim günüm olması gerekiyor ama bütün eğlenceyi o yaşıyor. Open Subtitles من المُفترض أن يكون ذلك يومي أنا, و هو الذى سوف يتمتع فيه
    Efendiye adak getirmen gerekiyordu. Open Subtitles كان من المُفترض أن تُحضري طعاماً لأجل السيّد
    Yardım etmesi gerekiyordu. Bize kazık atmasını beklemiyorduk. Open Subtitles كان من المُفترض أن يساعدنا إننا لم نتوقع أن يخوننا
    Bu gibi şeyleri yapmamam için benimle konuşması gerekiyordu. Open Subtitles من المُفترض أن يقنعني بأن أقلع عن ارتكاب أشياء كهذه
    Onu geçeceksin, iki saat önce buluşmamız gerekiyordu.. Ahpap buradan çıkar çıkmaz ona tutuklandığını söylersin. Open Subtitles أجل، ذلك بعيداً، من المُفترض أن أقابلها منذ ساعتين
    Şantajcının adresi değiştirdiğini söylemem gerekiyordu. Open Subtitles كان من المُفترض أن أخبره أنّ المُبتز قد غيّر موقع اللقاء.
    Hepimizin silmesi gerekiyordu. Ama gerçek ortaya çıkarsa hepimiz mahvolacaktık. Biliyordum. Open Subtitles كان من المُفترض أن نمحوه جميعاً، ولكن كنتُ أعرف أنّه لو عُلمت الحقيقة، فجميعنا سينتهي أمره.
    Gemide petrol ve insan olmaması gerekiyordu. Open Subtitles كما ترون، كان من المُفترض أن تكون السفينة خالية من النفط والناس،
    Akşam yedide orada olması gerekiyordu. Open Subtitles كان من المُفترض أن يكون هناك بحلول الساعة السابعة.
    Hayır, hayır, hayır, hayır. Şimdiye çıkmış olması lazımdı. Open Subtitles كلا، كلا، كلا، كلا، كلا، من المُفترض أن تكون قد خرجت الآن.
    Kopan kolun şimdiye çoktan iyileşmeye başlamış olması lazımdı. Open Subtitles بما أنَّه بتر ذراعك فحسب .فمن المُفترض أن تكون أشلاؤها قد اجتمعت وأن تخضع الآن لعملية إعادة التجديد
    Sözde hamile olman gerekmiyor muydu, Tanrı aşkına? Open Subtitles أليس من المُفترض أن تكوني حبلى؟
    Bunu bilmem gerekmiyor, değil mi? Open Subtitles ليس من المُفترض أن أعرف ذلك، صحيح؟
    güya aramızı düzeltiyoruz. Open Subtitles من المُفترض أن نبدأ بالمُصالحة
    Karsit görüslere sahip liderler ve askeri liderler arasinda bu konuda bir oturum gerçeklesmesi gerekirdi. Open Subtitles كان من المُفترض أن تكون تلك جلسة للتفاهم بين زعماء المعارضة وأفراد الجيش
    - Okulda olması gereken küçük bir çocuk görüyorum. Open Subtitles أرى طفلا صغيراً من المُفترض أن يكون في المدرسة.
    Ayrıca, efendileri öldürüldüğünde, ghoul'larında yok olması gerekiyor. Open Subtitles بالإضافة، من المُفترض أن تموت الغيلان بمجرد مقتل سيدها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more