Korkularından Tuvalete yalnız gidemeyen bir sürü kadınla yaşıyorum ben. | Open Subtitles | لدىّ بيت ملىء بالنساء الخائفات من الذهاب إلى المِرحاض وحدهُنّ. |
Bize gereken, gecenin karanlığında Tuvalete giderken ayağımızı çarpmamıza engel olacak kadar bir ışık. | Open Subtitles | في ضلام الليل، كُل ما نَحتاجُه هوَ ضوءٌ كافي لكي لا نتعثَّر في طريقِنا إلى المِرحاض |
Söylediğim gibi aşağıdaki Tuvalete attınız mı? | Open Subtitles | هل وضعته حيثُ أخبرتك ؟ أسفل المِرحاض ؟ |
Baban tuvalette sigara içmez. | Open Subtitles | والدكَ لم يدخن أبدًا في المِرحاض |
Belki tuvalette su vardır. | Open Subtitles | يوجد ماء في المِرحاض |
tuvalette mi git bak bakalım. | Open Subtitles | اذهب وابحث عنه في المِرحاض |
Tuvalet yok. Sadece lazımlık iste. | Open Subtitles | ليس هُنالك أيُ مِرحاض لِهذا قُم فقط بِطلب المِرحاض المُتنقل |
Tuvaletteki o kız. Cüzdanımı çaldı. | Open Subtitles | الفتاة التي كانت في المِرحاض سرقت محفظتي |
Tuvalete gitmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى المِرحاض. |
Tuvalete gitmem lâzım. Karnım... | Open Subtitles | أنا بحاجة للذهاب إلى المِرحاض معدتي... |
Tuvalete gitmeliyim. | Open Subtitles | عليَ الذهاب إلى المِرحاض |
Tuvalete gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى المِرحاض |
- Tuvalete gitmem gerek. | Open Subtitles | -أودُ فقط الذهاب إلى المِرحاض |
Hizmetçimiz tuvalette sigara içiyordu. | Open Subtitles | خادمتنا تُدخن في المِرحاض |
Rebecca'yı tuvalette kokain kullanırken gördüğünüzü... beyan etmişsiniz. | Open Subtitles | الان, انت تشهدين بأن رأيتِ (ريبيكا)... تقوم بإستنشاق الكوكايين فى المِرحاض. |
Bu çocuk, Lim Jiale tuvalette sınıf arkadaşını dövmüş. | Open Subtitles | (هذاالصبي،(ليمجيالَ... اعتدى على زميله .. بالضرب في المِرحاض |
Çoktan başladı her şey millet. Tuvalet kağıdınızı biriktirin. | Open Subtitles | الأمر يحدث فعلاً يا قوم، إدخروا أوراق المِرحاض! |
Tuvalet tıkanmış. | Open Subtitles | المِرحاض مسدود غير معقول ! |
Tuvaletteki şeyi. | Open Subtitles | الماء من المِرحاض |