Bu rakamlarda mantıksız bir durum olduğunu fark ettik. Şimdi ilk ölçümlere bir göz atalım, kışın hayatta kalanlara. | TED | هناك حدس موجه لاحظناه في هذه الأرقام . لذا دعونا ننظر إلى أول الأرقام هنا، الناجون من البيات الشتوي |
İşte bu cümbüşlerden hayatta kalanlar, Château de Selliny'i terkediyor. | Open Subtitles | هاهم الناجون من تلك الطقوس الذين خرجوا من قصر سيلليني |
Global Horizons mağdurlarının, onlarla her görüşmeye gittiğimde benim için hazırladıkları yemekleri hatırlamıştım. | TED | كنت أتذكر وجبات الطعام التي كان يعدها لي الناجون من شركة آفاق عالمية في كل مرة ألتقيهم فيها. |
Köpekbalığı saldırısından kurtulan sardalya sürüsü son durak olan Durban Sahili'ne varmak üzere. | Open Subtitles | نحو الشمال، الناجون من هجمات القروش يقتربون من نهاية (رحلتهم في شواطيء (دوربان |
Orada, Atlantis'ten son kurtulanlar hayatlarının geri kalanını yaşadılar. | Open Subtitles | هناك عاش الناجون من أطلانطس بقية حياتهم. |
Lordum, bizler kötü giden bir keşif gezisinden tek kurtulanlarız. | Open Subtitles | سيدي، نحن الناجون من الرحلة الاستكشافية الملعونة. |
Kabilemizden hayatta kalan ve yardıma ihtiyacı olan başka insanlar olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يوجد بعض الناجون من قبيلتنا بالخارج الذين يحتاجون لمساعدتنا |
Birkaç yıl önce mezarlardan çıkan her bir eşyayı fotoğraflayarak hayatta kalanların kolayca göz atabilecekleri görsel bir arşiv oluşturmaya karar verdim. | TED | قررت منذ بضع سنوات أن أصور كل شيء مستخرج بهدف خلق أرشيف بصري ليتمكن الناجون من تصفحه بسهولة. |
hayatta kalanlar mahvolan şehirden kaçarken, değerli kitaplarını ve antik geleneklerini de beraberlerinde götürmüşlerdi. | TED | ففد فر الناجون من المدينة المنكوبة وجلبوا معهم كتبهم النفيسة وتراثهم القديم. |
Tıpkı bu tüylerin düşmesi gibi, ama çok çok uzağa Château de Selliny'den hayatta kalanlar Paris'e dönmek için ortaya çıktı. | Open Subtitles | تماما كما سقطت هذه الريش، ولكن بعيداً جداً. الناجون من قصر سيلليني. عادوا إلى باريس. |
Argyller ve Sutherland 93. Dağcı Birliğinden hayatta kalanlar. | Open Subtitles | الناجون من الكتيبة 93 آرجيل وسوثرلند هايلاندرس |
Global Horizons mağdurları geçici bir misafir işçi programıyla ABD'ye getirilmişlerdi. | TED | الناجون من شركة آفاق عالمية تم جلبهم إلى الولايات المتحدة تبعا لبرنامج العامل الضيف المؤقت. |
Grateful Dead rock grubunun kurtulan üyelerinin bazen Furthur adında bir tur düzenlediklerini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين بأنّ الناجون من الإمتنانالمُميت... يتجوّلون معًا تحت اسم "ما بعد ذلك"؟ |
Sonra Irak'tan ayrıldım ve savaştan kurtulan kadınlarla çalıştığım Women for Women International adlı bir grup kurdum. | TED | منذ ذلك الحين ، تركت العراق وأسست مجموعة دولية تُدعى "النساء للنساء - Women for Women Int'l". والتي تعمل مع النساء الناجون من الحروب . |
Felaketten sağ kurtulan mutantlar. 1971 tarihli Omega Man filmini izlediniz mi? | Open Subtitles | المتحولون الناجون من الطاعون. أسبق و شاهدت فيلم "رجل أوميغا" عام 1971، (شارلتون هـ... |
Fırtınadan kurtulanlar, dişiler nihayet geldiğinde buna değeceğini umuyor olmalılar. | Open Subtitles | على الناجون من هذه العاصفة الرجاء أن تُبرهن الإناث أنهنّ يستحقنّ الإنتظار عندما يُقررن المجىء أخيراً |
Kanserden kurtulanlar bakıcıları için cömert olabiliyorlar. | Open Subtitles | الناجون من السرطان غالباً ما يشعرون بالإمتنان لمُقدّمي الرعاية لهم. |
Bir kurtarıcıya ihtiyacı olanlar yalnızca seyreltmeden kurtulanlar değil. | Open Subtitles | الناجون من التطهير هم الوحيدون المحتاجين لمنقذ |
İlgiliye, Bizler Oceanic Uçuş 815 kazasından kurtulanlarız. | Open Subtitles | لمن يهمّه الأمر، نحن الناجون من رحلة (أوشيانيك) 815" |