Eğer ona şans verip barmen yapsaydın, Greg asla o paraya dokunmazdı. | Open Subtitles | وقال انه لم يسبق لهم ان تطرق المال واذا كان قد قدم النادل في المقام الأول |
Mesaj geldi. 1 Oak'taki barmen E. Boardman'in orada kredi kartını... | Open Subtitles | احدهن راسلتني تقول ان النادل في ( ون واك) يقول (بوردمان) للتو استخدمت بطاقتها الائتمانيه |
"En iyi toplantı yeri tahmininiz, barmen ile Charlie'nin Biftek yeri olmalıdır." | Open Subtitles | أفضل موعد رتبتيه كان مع النادل في إفطار تشارلي جـلق .. جلق ( جلق : |
barmen, Serena Andrews'un bardan 10'da ayrıldığını teyit etti. | Open Subtitles | النادل في الحانة يؤكد أنه رأي (سيرينا أندروز) تغادر صالة (ليكي تيكي) في حوالي الساعة العاشرة |
barmen. | Open Subtitles | إنه النادل في الحانة |
Whale ve Tar'daki barmen onu burada bulabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | النادل في (وال وتار) قال يمكنني إيجاده هنا |
Aslanlar Kampı barındaki barmen dedi ki, Leila diye biriyle yaşıyormuş ama tanımadığı kızları götürdüğü başka bir yer daha varmış. | Open Subtitles | (سمعت من النادل في ذلك المكان ، حانة (لاين كامب (أن (راى) يعيش هُنا مع فتاة تُدعى (ليلا لكنه يحتفظ بمكان آخر |
54 mü, elbette 54'deki barmen. | Open Subtitles | "54"؟ النادل في 54؟ " |