| Bu seni, New York tarihinde mekanını küçük kızlarla doldurmayan ilk kulüp sahibi yapabilir. | Open Subtitles | وهذا سوف تجعلك أول مالك النادي في تاريخ مدينة نيويورك الذين لم تخزين مكانه مع الفتيات في سن المراهقة. |
| Bir sürü eski andaca baktım da bu kulüp hiçbirinde yok. | Open Subtitles | لقد تفحصت مجموعة من الكتب السنوية قبل قليل لم يذكر ذلك النادي في أي منها |
| Aklında tam olarak ne var? Delphine kulüp'ün ruhunu Selfridges'e taşıyalım. | Open Subtitles | نجلب شخصية "دلفينز" إلى "سلفريدجز" نعيد إنشاء النادي في صالة الطعام. |
| Biriyle bu hafta sonu bir kulübe gittim. | Open Subtitles | لقد اصطدمت بأحدهم في النادي في عطلة هذا الاسبوع |
| kulübe gittim, aşağı indim. Ayrılıyoruz. | Open Subtitles | ذهبت إلى النادي , في الأسفل |
| Tesise, yanındaki kulübün kapısından girdik. | Open Subtitles | إقتحمنا خلال النادي في بيت البناية المجاور. |
| David, bana söz vermek zorundasın sopayı arabanın içinde sallamak yok. | Open Subtitles | ديفيد، يجب أن تعدني لا ضرب النادي في السيارة |
| kulüp sahibini gözlerinden vurun demişti. | Open Subtitles | أطلق النار على مالك النادي في عينيه |
| - kulüp kapandıktan sonra. | Open Subtitles | -ليس حتى يصبح النادي في القائمة السوداء |
| Fenway'de bir kulüp... | Open Subtitles | النادي في فينواي |
| kulüp yola mı çıkıyor? Evet. | Open Subtitles | النادي في مهمة ؟ |
| Cadde'den sonraki kulüp. | Open Subtitles | ذلك النادي في 11 لاحقاً،... |
| O gece neden kulübe gittiniz? | Open Subtitles | -لمَ ذهبت إلى النادي في تلك الليلة؟ |
| O gece neden o kulübe gittin? | Open Subtitles | -لمَ ذهبتِ إلى النادي في تلك الليلة؟ |
| Evet, geçen Perşembe gecesi kulübün birkaç blok ötesinde bir vur-kaç vakası yaşanmış da. | Open Subtitles | نعم, كانَ هناك حادث على بُعد بضعة حارات من النادي في ليلة الخميس الماضي |
| Bu kulübün Avrupa'daki başarısı ülke için de başarıdır. | Open Subtitles | ما فعله هذا النادي في (أوروبا) شئ رائع للبلاد. |
| David, bana söz vermek zorundasın sopayı arabanın içinde sallamak yok. | Open Subtitles | ديفيد، يجب أن تعدني لا ضرب النادي في السيارة |