Bir keresinde sırf ölürken izlemek için bir adamı vurdum. | Open Subtitles | إحدى المرات أطلقت النار على رجل لمجرد مشاهدته وهو يموت |
bir adamı gökyüzünden atmak için mükemmel bir silaha benziyor. | Open Subtitles | يبدو أن السلاح المثالي لاطلاق النار على رجل من السماء. |
Silahsız bir adamı vurmazsın değil mi, Copper ? | Open Subtitles | أنت لا تطلقين النار على رجل أعزل اليس كذلك ؟ |
Daha önce hiç adam öldürmedim. Kolay bir iş değil. | Open Subtitles | إنني لم أطلق النار على رجل من قبل أبداً الأمر ليس سهلاً |
Neyse. adam yaşlı bir bakkalı soymaya çalışırken vurmuş. | Open Subtitles | لا باس لقد اطلق الرجل النار على رجل مسن فى المتجر |
- Masum bir adamı başından vurmak nasıl bir duygu ? | Open Subtitles | كيف الشعور حين تطلق النار على رجل بريئ برأسه؟ |
Canlı yayında bir adamı vurdunuz. | Open Subtitles | لتتو أطلقت النار على رجل أمام مشاهدى التلفزيون |
Buraya sana saldırmaya gelen bir adamı vurdun. Nefsi müdafaaydı. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على رجل جاء إليك هنا لكي يهاجمك لقد كان دفاعا عن النفس |
Sıçan bir adamı nasıl vurabiliyorsun? | Open Subtitles | أنى لك أن تطلق النار على رجل وهو يتغوط ؟ |
Biliyor muydun orada şirketler bir adamı sokak ortasında vurabiliyorlarmış? | Open Subtitles | هل تعلمي أن الشركات هناك يمكنها أن تطلق النار على رجل في الشارع؟ |
Elinde dergisiyle duran bir adamı vurdum az önce. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على رجل مُسلح بمجلة ملفوفة |
Ama bunun yerine, bir adamı pencere arkasından vurdun. | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك، أطلقت النار على رجل من خلال النافذة. |
Silahlı soygun yapacak bir adamı durdurmak için vurdu. | Open Subtitles | لقد أطلق النار على رجل كان سيرتكب سرقة مسلحة |
bir adamı vurup onu ölüme terk ettiğinde kriptonitinin etkisinin geçip geçmediğinden emin olmalısın. | Open Subtitles | عندما تطلق النار على رجل وتتركه ليموت من الأفضل لك أن تكون متأكداً من أنه مازال كبتونياً |
adam üzerine sahte dövmeler yaptınız ve ortağımın silahsız bir adamı vurduğuna inanmamı sağladınız. | Open Subtitles | وضعتم عليه شوما زائفة و جعلتموني أصدق أنّ شريكي أطلق النار على رجل أعزل. |
bir adamı vurup, diğerini dövdüm. | Open Subtitles | وقمت بإطلاق النار على رجل وضربت رجلا آخر. |
Şehir dışındaki bölgede bugün 35 yaşında bir adam vuruldu. | Open Subtitles | تمّ إطلاق النار على رجل في الـ 35 من عمره في الكوخ |
Parkta vurulan bir adam, boğazı kesilen bir fahişe, arabalarında ölü bulunan bir çift, soygun sırasında ölen bir kadın. | Open Subtitles | أطلق النار على رجل في حديقة وجدت عاهرة بحلق مشقوق ثنائي وجدوا و قد أطلق النار عليهم في سيارتهم |
9 Ocak. Kingsbury Parkı'nda bir adam vuruldu. | Open Subtitles | 9يناير اطلق النار على رجل في حديقة كينغسبري |
- Şey, bornozlu bir adam üniformalı birine ateş etti. | Open Subtitles | هذا الرجل المرتدى برنس الحمام... اطلق النار على رجل آخر فى زى رسمى |