"الناسَ" - Translation from Arabic to Turkish

• insanlar
• insanları
• İnsanların
• İnsanlara
• Adamları

Etrafınızdaki diğer insanlar da, kafaları yerinden düşene kadar geviş getirmekten mi korkarlar?
الناسَ الآخرينَ أبقار تَمْضغُ طَعام مُجْتَرَّ حتى تَجيءْ الساعةَ متى تلك الرؤوس تسقط؟

Bu insanlar bize kol kanat geren kişiler, bu nedenle de ayrıca güzel.
هؤلاء الناسِ أيضاً الناسَ الذي يُؤيّدُوننا أيضاً , لذا هو كَانَ لطيفَ جداً.

Ve kapılardan ve pencerelerden sızacak içeri ve insanları içine çekecek Yolundaki her şeyi yiyip bitirecek.
و قد كانت تتسرّبُ إلى النوافذِ و الأبوابِ وتبتلعُ الناسَ. و تَأْكلُ كُلّ شيءَ في طريقِها.

Ama daha sonra insanları öldürmeyi daha çok sevdiğimi anladım.
ثمّ إكتشفتُ بانني احَببتُ قاتلَ الناسَ بدرجة أكبر.

İnsanların seninle çıkmamın onu alt etmek içinmiş gibi düşünmesini istemiyorum.
أنا فقط لا أُريد بأن يعتقد الناسَ بأنني أُواعدُك للوُصُول إليها.

İnsanların birbirlerinin hayatlarına öyle girip çıkmaları ne kadar komik.
إنهُ من المُضحكِ كيف يدخلُ ويخرجُ الناسَ من حياتِ بعضهما.

İnsanlara bu bilgiyi verip beklemelerini söyleyin.
أخبرْ الناسَ لوَضْع تلك المعلوماتِ على اوراق الترحيب و الإستراحةِ و التغطيةِ

Şey, sanırım insanlar bunları çok sevdi, çünkü sağa sola göndermeye başlamışlar.
حَسناً، أَحْسبُ الناسَ حَبَّ ما رَأوا، لأن بَدأَ أَنْ يُصبحَ أرسلَ حول.

İnsanlar tabelayı göremeyebilirler mi?
أنت لا تُفكّرُ الناسَ ذاهِبونَ إلى خفّضْ ولا يَرى الإشارةَ؟

Kentinize hakaret etmiş olmayayım ama bu plajda insanlar çok kaba ve düşmanca davranıyor.
لكن الناسَ على هذا الشاطئِ وقحون ومعاديون جداً.

İnsanlar nereden kültür sahibi olacaklar?
اين الناسَ إفترضَ الحُصُول على ثقافتِهم؟

Tüneli boşalt, insanları dışarı çıkar, kapıyı kapat ve parkı mühürleyin!
اخلي النفقَ،دع الناسَ تخرج، إغلقْ البابَ و اغلق المتنزه

- İnsanları polisler öldürür.
الأسلحة لا تَقْتلُ الناسَ، يَقْتلُ الشرطة الناسَ.

San Fransisco'daki insanları anlayabiliyorum.
يمكننى أَنْ أَفْهمَ الناسَ في سان فرانسيسكو

İnsanları hastaneden kaçırıp deneylerde kullanıyorlar.
يَختطفونَ الناسَ مِنْ المستشفى ويَستعملُهم للبحثِ.

Ama yine de insanların yüzmesine izin verdiniz.
لَكنَّك تَركتَ الناسَ يَذْهبونَ للسباحة على أية حال.

İnsanların çıkarına olacağını düşünürsem, herşeyi yapabileceğimi.
أنا يمكن فعل أي شيء أريده حينما أريد إذا أشعر بأنه في إهتمام الناسَ الأفضلَ.

İnsanların neden öyle davrandığını, öyle hissettiğini anlamaya çalışıyorum.
أُحاولُ فَهْم لماذا يَفْعلُ الناسَ تصرفاتهم لماذا يشعرون بما يَشْعرونَ

Bak ne diyeceğim, insanlara patlamada öldüğünü söyleyebiliriz.
تَعْرفُ، نحن يُمْكِنُ أَنْ نُخبرَ الناسَ ماتَ في الإنفجارِ.

Gerçekten insanlara hapşırık servisi yapıyor musun?
هَلْ حقاً تَخْدمُين الناسَ بالعطس احيانا ؟

Bu kadını araştırdığına inanmıyorum İnsanlara güvenmeye çalış biraz.
أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك سَيكونُ عِنْدَكَها حقّقَ فيه. المحاولة التي تَأتمنُ الناسَ.

Adamları Hummer'a koy.
-ماذا؟ ضعَ الناسَ في السيارة!