Bunu vergilerini ödeyen insanlar için yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نَعْملُ هذا من اجل الناسِ الذين يَدْفعُون الضرائبَ |
Tüm bu tutku olayını boş veren insanlar içinde ... | Open Subtitles | لكُلّ أولئك الناسِ الذين حُرموا من تلك العاطفة |
Anlamanız gereken şey, imparatorluklar kurmak isteyen bazı insanlar, fethetmeye çalıştıkları insanları yönlendirerek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar." | Open Subtitles | لفَهْم أن الناسِ الذين يُحاولونَ ،صون إمبراطورياتِ وخْلق إمبراطورياتَ يفعلون هذا ,بالتلاعب بالأشخاص الذين يحاولون قهرهم |
Alay ettiğim insanlardan biri gibiyim. | Open Subtitles | أَشْعرُ بأنني كأحد أولئك الناسِ الذين أَسْخرُ مِنْهم |
Ve seni, çıkarları için kullanmak isteyecek olan insanlardan korumak zorundayım. | Open Subtitles | وأنا يَجِبُ أَنْ أَحْميك مِنْ الناسِ الذين يُريدونَ إِسْتِغْلالك |
O insanlar Pakistan'dan botla geldi. | Open Subtitles | أولئك الناسِ الذين جاؤوا في المراكبِ كَانتْ مِنْ باكستان. |
Bu insanlar, onlara kimin değer verdiğini bilir. | Open Subtitles | يَعْرفُ هؤلاء الناسِ الذين حقاً عنايةِ. |
Anne baba dediğin insanlar tarafından. | Open Subtitles | أولئك الناسِ الذين تَدْعوهم أبويكَ |
Gerçekten Jane, ben iyiyim. Etrafımdaki insanlardan pek ölen olmamıştı. | Open Subtitles | حقاً، جين , l'm حسناً. l فقط لَيْسَ لهُ عَرفَ الكثير مِنْ الناسِ الذين ماتوا. |
Bazen... sevdiğin insanlardan vazgeçmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | أحياناً... تنضجين و تتخلصين من الناسِ الذين تحبينهم. |