"الناس أنها" - Translation from Arabic to Turkish

• İnsanlar onun
• İnsanlar bunun

Ama bir kız dost gibi, açıkça, kaygısızca davranırsa, o zaman insanlar onun herhangi biriyle yatabileceğini düşünürler.
..لكن إن كانت فتاة ..مُتفتحة و غير مبالية مثلي سيظن الناس أنها سوف تعاشر أي شخص

Bizim mahallemizde insanlar, onun kızı olduğunu düşündü.
في منطقتنا اعتقد الناس أنها إبنته

İnsanlar onun öldürdüğünü düşündü bu yüzden onlar da intikamlarını aldılar.
وظن الناس أنها قتلته ولذلك انتقموا منها

İnsanlar, bunun onlara Higgs bozonunun keşfine doğru beliren çıkıntıyı hatırlattığını söyledi.
قال الناس أنها تذكرهم بالعثرة الصغيرة والتي ظهرت في طريق اكتشاف هيغز بوزون

İnsanlar bunun ironi olduğunu düşünür, aslında talihsiz olayların bir araya gelmesi.
قد يظن الناس أنها سخرية، لكنها حقاً مجرد تراصف مؤسف للأحداث

Bazı insanlar bunun hafifmeşreplik olduğunu ve Kral'ın kutsanmış karısına yakışmayacak kadar bayağı olduğunu düşünebilirler.
قد يظن بعض الناس أنها تفاهة في حرم الملك الجسد الذي هو مقدس أيضا

Böylece "insan, kar, gezegen" prensiplerini kullandık ama buna ek yaptık -kesin bir hukuki statü için- çünkü eğer orman ülkeye aitse insanlar onun kendilerine ait olduğunu, onun herkese ait olduğunu söylerler.
لذا فنحن نصنع المبادئ "للناس، للربح وللكوكب" ، ولكننا نفعل بالإضافة إلى ذلك -- تأكيد للحالة القانونية -- لأنه إذا كانت الغابة ملك الدولة يقول الناس أنها ملكي ، إنها ملك للجميع.

Eğer insanlar onun san meydan okuduğunu öğrenirlerse...
لو علم الناس أنها تحدتك

# İnsanlar onun bunadığını söylüyor. #
يقول الناس أنها خرف

İnsanlar onun sahte olduğunu varsayacak.
سيفترض الناس أنها مزيفة.

Ne yaptığının önemi yok. Aklından çıkmaz. İnsanlar, bunun tanrının planı olduğunu söyler.
و مهما فعلتِ فلن تقدري على إخراجه من ذهنك يخبرك الناس أنها مشيئة الله و ربما كانوا محقين

İnsanlar bunun çok zor olduğunu düşünüyordu.
تصوّر الناس أنها في غاية الصعوبة

İnsanlar bunun çılgınca olduğunu düşündüler.
اعتقد الناس أنها وجهة نظر مجنونة.

İnsanlar bunun kaza olmadığını söylüyorlar.
أوتدري؟ يقول الناس أنها لم تكن حادثة! حقاً؟

(Gülüşmeler) İnsanlar bunun zor olduğunu ama imkansız olmadığını anlatıyor.
(ضحك) يشرح لي الناس أنها صعبة، و لكنها ممكنة.