| Senden, demiryolu güzergahı üzerindeki yumuşak serin çimenlere uzanmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تغرق داخل العشب البارد الناعم بجانب سكة القطار |
| Siz pek de kibar, yumuşak yaşlı bir bayana benzemiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | ليس مظهرك الناعم الرقيق لسيدة عجوز يدل على مخبرك, اليس كذلك ؟ |
| Önemli kısım ağzının yumuşak olması. Yoksa köpek, dişlerini kuşun etine saplar. | Open Subtitles | الفم الناعم هو المفتاح، بغير ذلك سيُغرس الكلب أنيابه في لحم الطائر |
| Hey, Sıska... benim dövüş yeteneklerimin ne hadar gelişmiş olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | يـاه , ايها الناعم انت اكيد لاتعلم حتى الان انه انا املك اقصى حد من المهرات القتاليه ,اليس كذلك؟ |
| Seni hiç bir erkek öpmedi mi yumuşacık kıvrımlarını kimse okşamadı mı? | Open Subtitles | هل سبق لرجلٍ أن قبلكِ.. أو داعب وركك الناعم.. |
| Diğer kabuklu hayvanlar gibi büyüdükçe deri değiştirir, bu da onun yumuşak gövdesini saldırılara açık hâle getirir. | TED | كغيرها من القشريات، فإنها تنسلخ أثناء نموها، مما يجعل جسدها الناعم عرضة للهجوم. |
| Daha çok yumuşak, lapa gibi, liften fakir ve kolay çiğnenen ve sindirilebilen besinler için tasarlanmış. | TED | بل انها صنعت للطعام الخفيف المهروس .. الناعم والذي لا يحوي الكثير من الالياف وهو امرٌ سهل المضغ وسهل الهضم |
| Dişi erkek elemanlarıyla aynı meşeye bağlanmışlardı, tahta yumuşak olduğundan keskimle yontarak çıkarmayı başardım. | Open Subtitles | بوصلات نُقر ولسان في نفس لوح البلوط، ولكن بأشرطة من الخشب الناعم الذي يُمكن لأداتي خلعه. |
| Ne altın, ne de gümüş yıldönümüm. yumuşak doğumgünüm. | Open Subtitles | و ليس الذهبى او الفضى انه عيد ميلادى الناعم. |
| Ne altın, ne de gümüş yıldönümüm. yumuşak doğumgünüm. | Open Subtitles | و ليس الذهبى او الفضى انه عيد ميلادى الناعم. |
| O kadar yumuşak bir kız sesi ki ne dediğini duyamadım. | Open Subtitles | مع صوت الفتاة الناعم هذا لم أسمع ما قلته |
| O yumuşak yünlü külotu da bana koyunumu hatırlatmıştı. | Open Subtitles | وذلك السروال التحتي الصوفي الناعم ذكرني بالنعجة |
| Onun eteğini belinin üstüne çeker. Geniş, yumuşak beline doğru ilerler. | Open Subtitles | يرفع سروالها إلى خسرها ويتحسس بطنها الناعم |
| Düşündüm ki, yumuşak olanından bir rulo kullandırırsın bana. | Open Subtitles | اعتقد من الممكن ان تعطيني لفه من النوع الناعم |
| yumuşak deri, modern üretim ayaklar kadife içinde gibidir. | Open Subtitles | الصناعه الحديثه للجلد الناعم الأقدام المغطاه بالمخمل |
| Bir anda korkunç iğrenç bir cüzam kabartısıyla şişti, katılaştı yumuşak, sapasağlam derisi bedenimin. | Open Subtitles | فلم يلبث ان شاعت فيه القروح كاني مجذوم ذميم الجلد كريهة على كل جسدي الناعم |
| Topuğum yumuşak çimlere saplandı ve geçide zor ulaştım. | Open Subtitles | لقد علق كعبي في العشب الناعم لقد إستطعت أن أعبر بصعوبه |
| yumuşak dokudaki sıyrıklara baksana. | Open Subtitles | حيوان أو شئ ما تأمل الضرر ، فى النسيج الناعم التآكلات الهائلة |
| Sıska, maç izlemeye gidelim mi? | Open Subtitles | ايها الناعم ,هل تريد ان تذهب لمشاهدة المباراة هذا اليوم ؟ |
| Aşağıda 6 metrelik yumuşacık kar var. | Open Subtitles | هنالك عشرون قدما من الثّلج الناعم في الأسفل |
| Masumiyetleri ve pürüzsüz ciltleri onları hedefleri yapar. | Open Subtitles | برائتهم و ومظهرهم الناعم يجعلهم مستهدفين. |
| Max Renn, televizyonunuz seyircilerine Soft pornodan, aşırı şiddete kadar her şey sunuyor. | Open Subtitles | ماكس رين محطتك التليفزيونية تقدم لمشاهديها كل شيء من الجنس الطبيعي الناعم |
| Bomba gibi sesimi ön plana çıkartacak ama aynı zamanda senin ürkek yumuşaklığını vurgulayacak bir parçaya karar verdim bile. | Open Subtitles | أخدت حرية إختيار لإختيار أغنية تظهر جمالية صوتي .وفي نفس الوقت تسلط الضوء على حجمك الناعم |