"الناقد" - Translation from Arabic to Turkish

    • eleştirmen
        
    • eleştirmeni
        
    • eleştirmene
        
    • eleştirmenin
        
    • eleştirel
        
    • incelemenin
        
    O eleştirmen gibi zeki olmadığımı biliyorum ama o Oscar Mayer şarkısının tüm sözlerini biliyor mu? Open Subtitles انظري، أعرف أني لست ذكياً ..مثل ذلك الناقد لكن هل يعرف كل كلمات أغنية الأوسكار؟
    Ama bir gün, bu ahlaksız eleştirmen yeni bir makale için tekrar restorana geldi. Open Subtitles لكن في أحد الأيام هذا الناقد الخسيس جاء إلى المطعم, لكتابة مقال جديد
    Geçen hafta, Guardian gazetesi eleştirmeni 'bilmem kim' dedi ki; oyunlar sanat olarak değerlendirilemez. TED في الأسبوع الماضي، اقترح الناقد الفني لجارديان بلاه بلاه أن الألعاب لا يمكن أن توصف بأنها فن.
    20. yüzyıl ortalarında edebiyat eleştirmeni W.K. Wimsatt ve filozof Monroe Beardsley sanatsal niyetin konuyla ilgisinin olmadığını söylediler. TED في منتصف القرن العشرين، الناقد الأدبي و.ك.ويمزات والفيلسوف مونرو بيردسلي جادلا عن أنه لا صلة لنية الفنان باللوحة
    O ukala eleştirmene dava açacağım. Dünya Festivali'ne dava açacağım. Open Subtitles سأقاضي هذا الناقد السخيف و سأقاضي المعرض العالمي
    Bu tip pek çok deneyin sonucunda eleştirmenin kimliğini sadece 12 hücreye indirmeyi başardık. TED عبر مثل هذه التجارب العديدة ، كنا قادرين على تقليل هوية الناقد إلى 12 خلية فقط.
    Bizim sanatımız duygusal ipuçlarıyla kodlanmış ritmik iletişim barındırıp yenilenmiş eleştirel düşünme duygusuyla harekete geçiyor. TED يمتلكُ فنّنا تواصلاً إيقاعيّاً ودلالاتٍ عاطفيةٍ مشفّرة ومشاعرَ مرتجلةٍ للتفكيرِ الناقد.
    Eğer eleştirmen optik olarak etkinleşen hücreler arasındaysa, bu müdahalenin sonucu davranış biçiminde bir değişim olmalı. TED لو كان الناقد ضمن الخلايا المفعّلة ضوئيا ، فالنتيجة لهذا التداخل لابد وأن تكون تغيير في القاعدة .
    Böyle bir durumda eleştirmen'in dile gelmesini ve Oyuncu'nun davranışını değiştirmesini emretmesini bekleriz. TED في موقف مثل هذا ، سنتوقع أن يتحدث الناقد ويُخبر الممثل لكي يغير خطته للعمل .
    Size anlattığım deneylerde eleştirmen'in kimliğini ortaya koyduk fakat eleştirmen'in işini nasıl yaptığı hakkında bir fikrimiz yok. TED في التجارب التي أخبرتكم عنها ، توصلنا لمعرفة هوية النقد ، لكننا مازلنا لا نملك أية فكرة عن كيف أدأ الناقد لوظيفته .
    Bu fikir, İngiliz eleştirmen William Hazlıtt tarafından ''Ön yargı cehaletin çocuğudur.'' şeklinde güzelce özetlenmiştir. TED ويلخص هذه الفكرة بشكل جيد الناقد البريطاني ويليام هازليت، الذي كتب، "التعصب ابن الجهل."
    Bart Simpson, eleştirmen Jay Sherman ile tanış. - Merhaba. Open Subtitles بارت سيمبسون قابل جاي شيرمان الناقد
    Okuduğu her şeyde çok net görüşleri var ve çok olumsuz olabiliyor bir eleştirmen gibi sert. Open Subtitles عندهرأيثابتحول أيشيءيقرأه ... ويمكن ان يكون سلبي ... ساخر مثل الناقد
    Gerçekten çok zeki olan ve çok sevdiğim bir eleştirmeni gördüm. Adı Joan Acocella olan hanım arkadaşım TED وقد شاهدت ذلك الناقد اللامع الذي يعجبني. تلك المرأة، جون أكوسيلا، وهي صديقتي،
    Bilesin diye söylüyorum, eşcinsel düşmanı o eleştirmeni parmağında oynatmıyordun, babanla yatıyordu. Open Subtitles ولمعلوماتك ايها العنصري ضد الشواذ ذلك الناقد لم يكن في جيبك بل كان علي علاقة حميمة مع والدك
    Ben bir suç-muhabiriyim,film eleştirmeni değilim. Open Subtitles انا الجريمة المراسل، ليس الناقد السينمائي.
    Sun-Times'da yarı zamanlı bir iş buldum beş ay sonra film eleştirmeni emekli oldu ve o işi bana verdiler. Open Subtitles حصلت على وظيفة بدوام جزئي في صحيفة "الصن تايمز" و ثم بعدها بخمسة أشهر الناقد السينمائي تقّاعد و أعطونَي وظيفته
    Şehrin en mühim eleştirmeni bizi inceleyecek. Open Subtitles سيتم تقييمنا من قبل الناقد الأكثر أهمية بالمدينة
    Bu mizahın eleştirmeni, ve gerçekten New Yorker'dayken bu pozisyonda olmak zorundayım, ve bu adam olmam bir tehlike. TED هذا هو الناقد للفكاهة، وأنا مجبر حقًا أن أكون بذلك الموقف، حين كنت في مجلة النيويوركير، وهذا هو الخطر هو أنني سأصبح ذلك الشخص.
    O ukala eleştirmene dava açacağım. Open Subtitles سأقاضي ذلك الناقد الشاذ
    Hayır! 100 yıllık eski bir oyunu bir eleştirmenin görmesine gerek yok. Open Subtitles كأن الناقد سوف يشاهد مسرحية عمرها 100 عام
    Birisi kendimi eleştirel dinleyicilere maruz bırakma gönüllülüğü ve ne yaptığım hakkında emin olduğumu iddia etmek. TED الاول هو الرغبة في ان اعرض نفسي على الجمهور الناقد دون ان ادعي انني واثق مما اقوم به
    performansında , bu incelemenin düşüncesinde, yeni bir düşüşün sergilendiği haricindekileri söylemek kesinlikle imkansız Open Subtitles وعن أداءها التمثيلى ... "من المستحيل أن تقول أي شيء سوى" حسب وجهة نظر الناقد" "يُمثل انحطاط جديد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more