Bu kehanet için de geçerli, ama neden bunu yazdı? | Open Subtitles | هذا هو الحال النبوة, ولكن لماذا أنه لم يكتب ذلك؟ |
Ondan sonra ruhlarını içime çekince şifa ve kehanet yeteneğimi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | وارواحهم ستتجلى من خلالي وسأشعر بقابلية النبوة والشفاء |
Zihnimizin korkuyla izlediği, insanlığın kendini yokoluşa iterken kendiliğinden gerçekleşen bir çeşit kehanet mi bu yoksa? | Open Subtitles | I انها نوع من النبوة تحقق ذاتها. منذ أن تراها الرعب من عقولنا أنا يقودون البشرية ' إلى الانقراض؟ |
kehanetin, istediğimi yapabilmem için bana bir ejderha yumurtası getirmesini istedim. | Open Subtitles | صليت أن النبوة تحضر لي تنين واحد |
Bu sadece kehanetin gerçekleşmesi için. | Open Subtitles | ..ذلك فقط الذى يحقق النبوة |
Ve ne kadar müthiş gelsede kehaneti reddetmek ne kadar harika olurdu? | Open Subtitles | و مثلما يبدو رائعاً كم سيكون رائعاً أن تنكر النبوة ؟ |
Kehanete göre o gün yalnız biriniz kalacak. | Open Subtitles | هي أن النبوة كانت في هذا اليوم، وواحدة فقط ستبقى. |
Bir başka oğlu olacağı ve bu oğlanın kötü kalpli ağabeyini öldüreceği kehanetini öğrendiğinde Panis kehanetin doğru çıkmasını sağlamaya karar verdi. | Open Subtitles | عندما أحيط علماً بنبؤة تقول أنه سيولي أبنه الآخر الذي سيقوم بقتل أخيه الأكبر صاحب القلب الأسود بانيس)، قام بالتأكد) من حقيقة هذه النبوة |
Jan Oort'a, kehanet gücünü verdi. | Open Subtitles | لقد أعطانا يان أورت هبة النبوة |
kehanet bugün gerçekleşmeyecek. | Open Subtitles | لن تتحقق النبوة اليوم. |
Anlayacağın, bir kehanet buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت النبوة |
Bu bir kehanet. | Open Subtitles | . أنها النبوة |
Bu sadece kehanetin gerçekleşmesi için. | Open Subtitles | ..ذلك فقط الذى يحقق النبوة |
Onun bir kehanetin parçası olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنها جزءا من النبوة. |
En sonunda diriliş kehaneti de bu adamlar gibi ortadan kaldırıldı. | Open Subtitles | وأخيرا... النبوة القيامة تكمن في عداد الموتى كما هؤلاء الرجال. |
Kehanete göre henüz vakit gelmedi. | Open Subtitles | النبوة - prophecy- - بك لم يحن الوقت بعد. |