- koku bir domuzu bile kaçırır. | Open Subtitles | رائحة النتانة تنفر الخنزير وهذا ما فعلته |
Lavabo kokusu. koku, sınıfların birinde geliyor olmalı. | Open Subtitles | رائحة الغسيل المنعشة ، هذه النتانة لابد أنها قادمة من أحد الفصول |
Merak etme. Ona koku gibi yapışacağız. | Open Subtitles | لاتقلق، ياسيمبا سنكون معها مثل النتانة على الخنزير |
Rezalet kokuyor ve bok kokuyor ve ben kokuyu atamıyorum. | Open Subtitles | إنها مقرفة، ورائحتها مثل القذارة ولا أستطيع إخراج النتانة من أنفي |
Nefesin bile bayağılık kokuyor. | Open Subtitles | حتى أن أنفاسك متوسطة النتانة |
Tâ ki, pis kokuları en tepelere, tâ Cennet'e kadar erişip o kahrolası tiplerin tamamının nefesini kesinceye dek! | Open Subtitles | حتى إن بلغت النتانة عنان السماء واختنق الجميع |
Seninle ilgileniyorum bu idrar kokan tiyatro çıkışında. | Open Subtitles | هنا في هذا الجزء العفن من المسرح و الذي تفوح منه رائحة النتانة |
- Sidikli Paspas. | Open Subtitles | ممسحة النتانة. |
Onun oturduğu yerde gettolar veya pis koku yok. | Open Subtitles | من حيث يجلس، انه لا يملك غيتوز أو النتانة. |
O kadar ağır bir koku yayılıyor demek ki. | Open Subtitles | أعني، شيء بتلك النتانة لا بد من أن رائحته تنتقل. |
İdrar kokusunun çok güçlü olduğu enstitüleri ziyaret ettim. koku o kadar güçlü ki aracının kapısını açmadan geriye çekiliyorsun. Ve insanların gerekli desteklerle bir topluluk içinde yaşaması gereken enstitülülere girdim. Ve neredeyse çıplak olan insanlar gördüm, kimyasal uyuşturucu almış insanlar, umutsuz bir hayat yaşayan insanlar. | TED | لقد زرت مؤسسات حيث رائحة النتانة قوية جدا حيث أنك قبل أن تفتح باب سيارتك، تشعر أنك تُدفع للوراء، ومن ثم تذهب إلى تلك المؤسسات حيث يجب أن يعيش الأشخاص في المجتمع مع الدعم المناسب وتستطيعون رؤية الناس عُراة، أشخاص تم تخديرهم كيميائياً والأشخاص الذين يعيشون حياة يأس. |
Nihayet iyi bir koku aldım. | Open Subtitles | مهلا", بعد ان وجدتُ بعض النتانة أخيرا بدأتي تخرجيها من جسمي |
Tanrım. Bu koku insanın ruhuna işliyor. | Open Subtitles | يا لطيف، هذه النتانة تنفذ إلى روحكَ |
Kötü kokunun ardındaki koku. | Open Subtitles | رائحة ما وراء النتانة. |
Ama aletim kötü kokuyor. | Open Subtitles | لكنّي حصلت على بعض النتانة dick. |
Artı, o pis paçavra bagaja gidiyor. | Open Subtitles | بجانب تلك الخرقة النتانة للتنظيف الأرجل. |
ÖIümlünün et bedeni iğrenç kokan bir safra, ter ve proteinle dolu. | Open Subtitles | كيس اللحم البشري يأتي مع النتانة والشحوب والعرق والبروتين,صحيح . |
Bu kokan dondurucudan çıkmak istiyorum. | Open Subtitles | فلتخرجنى من هذه النتانة |
- Sidikli Paspas. | Open Subtitles | ممسحة النتانة. |