O sıska, fare suratlı orospu çocuğu götünün lale gibi açmasını hak etti. | Open Subtitles | ابن العاهره ذو وجه الفأر النحيل يستحق ان تنمو زهرة التوليب من مؤخرته |
Bu sıska herif doğu sahili boyunca... 30 kişiyi kasap gibi doğramış. | Open Subtitles | ..ذلك الرجل الصغير النحيل ذبح 30 شخصآ فوق وأسفل الساحل الشرقى |
Tehdit edeceksen sıska vücudunu biraz geliştirmen lazım. | Open Subtitles | عليك أن تضيف بعض اللحم لهذا الإطار النحيل لك قبل أن تقوم بتهديدات |
Kurban ölüyor sonra birkaç hafta içinde kurbanın Thinman'in gözüktüğü bir fotoğrafı çıkıyor. | Open Subtitles | ضحية تموت، ثم بعد أسبوعين، تظهر صورة للضحية و في الخلفية الرجل النحيل. |
Sessiz, Cılız Asyalı bir çocuğun ve tekerlekli sandalyedeki bir çocuğun okulun en sıradışı kızlarıyla beraber olacağı kimin aklına gelirdi? | Open Subtitles | أن الآسيوي الهادئ النحيل والمعاق سينتهي بهم المطاف مع أروع فتاتين بالمدرسة |
İnce tarafı, geniş tarafından daha kısa olmalı. | Open Subtitles | الجانب النحيل يَجِبُ أَنْ يَكُونُ أقصر مِنْ الجانبِ السمينِ. |
Bazen tam bir salaksın, Skinny. | Open Subtitles | من الممكن أن تكون غبياً جداً, أيها النحيل |
"zayıf bedenim, benden gayri Ekselanslarından merhamet istemeye muhtaç." | Open Subtitles | مع ذلك, لازال هذا الجسد النحيل يأمرني في الإستمرار بمناداة الرحمة من سموك |
Bu adamın sıska, çirkin, evsiz kardeşi gibi duruyorsun. | Open Subtitles | تبدو وكأنك ذلك الشاب النحيل البشع المشرد يا أخي |
sıska Pete, Tuco'nun adresini istediğini söyledi. | Open Subtitles | أجل، بيت النحيل أخبرني انك طلبت عنوان توكو. |
Şu kır saçların yerine asker tıraşı olsaydı eskiden tanıdığım sıska bir oğlanı hatırlatıyorsun derdim. | Open Subtitles | أتعلم,حتى لو كانت هنالك قصة شعر غريبة على رأسك بدل هذا الشعر الذي لديك كنت سأتذكر ذلك الأحمق النحيل |
Toplantıda kusan şu sıska çocuk değil miydi? | Open Subtitles | أليس ذلك هو الشخص النحيل الذى نشأ فى التجمّع؟ |
9 numaradaki şişman salakla, ya da 4 numaradaki sıska pislikle. | Open Subtitles | مثل الاحمق الذى فى الشقة رقم تسعة او الحقير النحيل فى الشقة رقم اربعة ؟ |
Pekala, neden sen ve sıska salak arkadaşın... bana borçlu olduğunuz 2000 doları çıkarmıyorsunuz, kulağa nasıl geliyor? | Open Subtitles | حسنا,لما لا تأخذه خارجا بعشرين الف دولار أنت وصديقك النحيل الصغير الأبله يدين لي بذلك الصوت؟ |
O halde bir yakını arasan iyi olur çünkü eğer 24 saat içinde, 50000 dolar elimde olmazsa sen ve şuradaki sıska dostun, öldünüz. | Open Subtitles | إذن من الأفضل أن تتصل بقريب، لأنه إذا لم أحصل على الـ50 ألف في يدي خلال 24 ساعة، أنت وصديقك النحيل هنا ميتون. |
Thinman yeni Big Foot gibi bir şey olmuş. | Open Subtitles | كما لو أن الرجل النحيل هو ذو القدم الكبيرة الجديد. |
Thinman'i bulacağız Ed, ailemiz ve Dana için. | Open Subtitles | سنجد الرجل النحيل إد، من أجل عائلاتنا، من أجل دانا. |
Sanırım her şey böyle başladı. Cılız adamı, köşeden dönmeden önce iki blok kadar takip ettim. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه هي بداية الأمر تبعت الرجل النحيل لمبنيين قبل أَن يدور |
Kane'in Cılız Adam ve Ölü Et'le işi bittikten sonra onları spatulayla zeminden kazıyacağız. | Open Subtitles | بعد ان ينهى كين الامر مع الرجل النحيل واللحمه الميته. سنقوم بطردهم من هنا بمعلقه. |
İnce televizyona ihtiyacım yok. Şu televizyon 1977'den beri burada. Gayet net gösteriyor. | Open Subtitles | لست بحاجة لهذا التلفاز النحيل هذا الجهاز عندي منذ عام 1977 |
Gel, Skinny. Satın alacakmış gibi yapalım. | Open Subtitles | تعال أيها النحيل, سنتظاهر بأننا نشتري منه |
Tek arkadaşı zayıf, sakallı, beyaz tenli bir adamdı. | Open Subtitles | أن صديقها الوحيد هو الأبيض النحيل ذو اللحية |
- Slim, ne için hapse girdin? | Open Subtitles | ايها النحيل ، بأي تهمة أنت هنا؟ |
İnanamadım, o narin bedende o kadar kan olmasına. | Open Subtitles | لم أستطع التصديق ذلك الجسد النحيل يحوي الكثير من الدماء بداخه |
- Güzel Allah'ım! - Zayıflamaya! | Open Subtitles | -نخب الجسد النحيل |