| Birçok "kendin yap" işi 20. yüzyılın ikinci yarısında kayboldu. | TED | الكثير من ممارسات اصلاح الأمور بأنفسنا قد تلاشت في النصف الثاني من القرن العشرين. |
| 60'ların ikinci yarısında, mimarlık okumak için Rhode Island Tasarım Okuluna gittim | TED | حسنا لقد درست بكلية التصميم المعماري في جزيرة رودس في النصف الثاني من الستينات. |
| Yatırımını, öykünün diğer yarısını da görerek yap. | TED | لكن استثمر كي ترى النصف الثاني من القصة. |
| Hayır ama benim beynimi uçurabilir ve bunu yaparsam, siz de haritanın diğer yarısını elde edemezsiniz. | Open Subtitles | لا، ولكنه يستطيع تفجير رأسي وإن فعلت ذلك، فلن تحصل على النصف الثاني للخريطة |
| İkinci yarısı büyük ölçüde sınıfta yaptığım şekerlemeydi. | TED | النصف الثاني كان فقط قيلولة كبيرة، إلى حد كبير، في الفصل. |
| İkinci yarı boyunca hep arkan dönüktü. | Open Subtitles | طوال النصف الثاني كنت تواجه الكواليس |
| Bu, benzin istasyonundaki ilk saldırganın boynundaki tasmanın Diğer yarısı. | Open Subtitles | هذا النصف الثاني من ذلك القيد الذي كان يرتديه الرجل في محطة البنزين |
| Paramın ikinci yarısını ne zaman alıyorum? | Open Subtitles | عندما افعل كيف احصل على النصف الثاني من مالي ؟ |
| Aslında, 20. yüzyılın ikinci yarısında, büyüme oranı ,ilk yarısına nazaran, tahmin edebileceğiniz her şeyden çok daha fazlaydı. | TED | في واقع الأمر في النصف الثاني من القرن العشرين كان النمو أعلى بكثير من أي توقع مبني علي النصف الأول من القرن العشرين. |
| Geri dönüp sezonun ikinci yarısında iki kez ilk üçe girdi ve MotoGP'deki ilk yılını dördüncü sırada tamamladı. | Open Subtitles | لقد صعد فوق المنصة مرتين في النصف الثاني من الموسم منهيا موسمه الأول رابعا في بطولة المتوجيبي |
| Abhazya'daki Estonya köyleri 19.yüzyılın ikinci yarısında kurulmuştur. | Open Subtitles | في النصف الثاني من القرن التاسع عشر اتخذ الإستونيون من بعض قرى أبخازياً مسكناً لهم و في عام 1992 .. |
| Çünkü tüm hayatım boyunca, her zaman seninle başlayan cümlelerin ikinci yarısında oldum. | Open Subtitles | لأن كل حياتي كانت النصف الثاني من الجملة التي تبدأ دائما معك |
| Ve bir yarısını alacağım, tamam mı, ve bir varile koyacağım ve dolabın diğer yarısını da tüm parçalarıyla alacağım ve başka bir varile koyacağım, tamam mı? | Open Subtitles | و سآخذ النصف الأول وأضعه في برميل وسآخذ النصف الثاني من الخزانة بكل قِطَعه,وأضعه في برميل آخر |
| Ben de "Benim sıramın yarısını tamamlayabilirsin diğer yarısını tamamlamama izin verdiğin sürece." dedim. | Open Subtitles | لذلك , قلت أنها تستطيع أخذ نصف وقتي بينما أنا آخذ النصف الثاني |
| 16. yüzyılın ikinci yarısı Japonya'nın Hıristiyanları için acı bir dönemdi. | Open Subtitles | شكَّل النصف الثاني من القرن السادس عشر وقتًا عصيبا على اليابانيّين المسيحيّين |
| Romeo ve Juliet'in ikinci yarısı üç dakika içinde başlayacak. | Open Subtitles | النصف الثاني مِن مسرحية "روميو وجولييت" سيبدأ خلال ثلاث دقائق. |
| Eğitiminizin ikinci yarısı şimdi başlıyor, ve hiç de kolay olmayacak. | Open Subtitles | النصف الثاني من تدريبكم يبدأ الآن ولن يكون سهلًا قط |
| Bak, gelmen işin zor yarısı. Diğer yarısı pantolon. | Open Subtitles | حضورك يمثل نصف المعركة، النصف الثاني هو ارتداء سروال. |
| Diğer yarısı da duracağım zamanı bilmekti. | Open Subtitles | لكن النصف الثاني هو معرفة متى تتوقف |
| İkinci yarısını da boşa harcamak istemem, Rusty. | Open Subtitles | لا أرغب في فقدان النصف الثاني أيضاً يا راستي |
| Karen, paranın ikinci yarısını gönderin, lütfen. | Open Subtitles | كارين، أرسلي النصف الثاني من المال |