Ama genellikle, Güneş gözlükleri ya da kristaller ve benzer aksesuarlarım olur, onları da seviyorum. | TED | ولكن في الحقيقة لدي اكسسوار مثل النظارة الشمسية أو أحب الكرستال وأشياء مثل هذه أيضا |
Kapüşon, Güneş gözlükleri vardı, yüzü zar zor görünüyordu. | Open Subtitles | القبعة و النظارة الشمسية بالكاد يمكن رؤية وجهه |
Güneş gözlükleri de lütfen. | Open Subtitles | النظارة الشمسية أيضاً ، رجاءاً |
Parlak merkezin modelini çıkarıyorum ve kendi modelimi görselden ayırıp gizli özellikleri var mı diye kontrol ediyorum, çünkü bir galaksideki parlak yapı belirsiz özellikleri görmemizi engeller, tıpkı yoğun ışık gözlerimiz aldığında güneş gözlüğü kullanmak gibi. | TED | في البداية، أجسد الجسم المركزي المشع ومن ثم أحذف القالب الذي جسدته من الصورة لأتحقق من أي خصائص مخفيّة، لأن التركيب المشع في المجرة قد يشتت انتباهنا عن بعض التفاصيل الخفية، تمامًا كما تستخدم النظارة الشمسية لترى بشكل أفضل تحت أشعة الشمس. |
Birkaç dakika sonra Meridian Hill istasyonunda çıkarken. güneş gözlüğü takmamış halde. | Open Subtitles | (ها هو حين خرج من محطة (ميريديان هيل بعد دقائق، بدون النظارة الشمسية |
Güneş gözlükleri gerçekten yeterli olur mu sence? | Open Subtitles | هل تظن أن النظارة الشمسية ستكون كافية ؟ |
Buna ek olarak, bütün ışık üzerinde polarizör kullandık -- yoldaki parıldamayı önleyen Güneş gözlükleri gibi polarize edildi, polarizatörler deriden yansıyan parlamaları engelleyebilir, bu yüzden bu yolu izlemek için yansıtıcıları kullanmadık. | TED | إضافة لذلك، لقد إستخدمنا مستقطبات لكل الأضواء -- بالضبط مثل إستقطاب النظارة الشمسية التي يمكن أن تصد مرأى ومسمع الطريق، يمكن للمستقطبات أن تصد اللمعان الخارج من البشرة، بحيث لا نواجه كل تلك الإنعكاسات البراقة لنأخذ هذه الخارطة. |
Peki ya güneş gözlüğü? | Open Subtitles | ماذا عن النظارة الشمسية ؟ |