Bize, oğlunun San Diego'ya geçmekte kullandığı Tüneli gösterdi. | Open Subtitles | لقد أرانا النفقَ الذي إستعملهُ إبنهُ ليعبرَ من خلالهِ الحدودَ وصولاً إلى سان دييغو |
Onu taşımak için Tüneli kullanmak istiyor kartele para veriyor. | Open Subtitles | وأرادَ أن يستخدمَ النفقَ لنقلها ودفعَ للعصابة |
Tüneli su basmış olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تغمر المياهُ ذلك النفقَ. |
Belki metro yılanları yüzünden gecikme yaşarlar. | Open Subtitles | حَسناً، هم كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونوا متأخر بأفاعي النفقَ. |
59. ve Lex'deki metro istasyonunda şüpheli bir şahıs tespit ettik. | Open Subtitles | عِنْدَنا a مشتبه بجريمة قتل محتمل في رصيف النفقَ في تاسع وخمسونِ وlex. |
Sadece o zaman sizi Kızıl Boğa'nın inine götürecek Tüneli bulacaksınız, hah ha. | Open Subtitles | عندها فقط سَتَجِدين النفقَ الذي سيُؤدّي إلى عرينِ (الثورِ الأحمرِ)ْ |
59. ve Lex'deki metro istasyonunda. | Open Subtitles | نحن عِنْدَنا عيونُ على أحدهمِ. هو على رصيفِ النفقَ في تاسع وخمسونِ وlex. |
Zorlu bir hafta geçirmiştim bütün o metro olayı ve, kucaklaşmak çok iyi gelirdi. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي نوعُ a في العراء إسبوع بحادثةِ النفقَ وكُلّ. أنا يُمكنُ أَنْ آخذَ مستعملة جداً a حضنة. |
metro yılanı! | Open Subtitles | Uh... أفعى النفقَ! |