"النقاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • saflık
        
    • saf
        
    • temiz
        
    • saflığın
        
    • Yemini
        
    • saflığı
        
    • Söz
        
    • saflıkta
        
    • Priscilla
        
    Ben bile kılıcın saflık ve güç ile donatıldığını unutmuşum. Open Subtitles ماذا؟ حتى ل قد نسي أن السيف مزورة في النقاء والقوة.
    Laboratuvar sonuçları uyuşturucunun saflık açısından Asya'ya uygun olduğunu gösteriyor. Open Subtitles مختبر تحاليل موثوق يقترح أن هذا النقاء متوافق مع المخدرات الآسيوية
    Sanatçı annemi fırçayı tabloya dokundurduğunda bazı şeyleri hayata geçirdiğini düşünürdüm. Bir an tüm boşluklar, saf olasılık oldu. TED أمي فنانة، وكطفلة كنت دوما أشاهدها تأتي بالأشياء إلى الحياة بضربة من فرشاتها. للحظة كان كل شيء أبيضا تام النقاء.
    Bir bebeğe baktığında, o kadar saf, özgür ve temizdir ki... Open Subtitles عندما تنظر لطفل، تجده في غاية النقاء والحرية والطهارة
    - Tanışmıştık. O kadar da temiz değil. Open Subtitles لقد التقينا من قبل ولم تكن بهذا النقاء هشش
    Kendi yolunu, saflığın yolunu, doğru yolu bulabilir. Open Subtitles ربما قد يجد طريقه طريق النقاء طريق الإستقامة
    Benimle Bekâret Yemini Balosu'na gelmeye karar verip seni İsa'nın istediği gibi korumama izin verdiğin için seninle gurur duyuyorum. Open Subtitles أنا فخورٌ بكِ جدآ لأنكِ قررتِ الذهاب الى حفله النقاء وجعلتني أحميكِ بالطريقه التي يريدها المسيح؟
    Dinin saflığı ile ilgili anlattıklarım aynı zamanda milliyetçilik ve ırkçılık için de geçerli. TED وهذه النقاط التي تدور حول النقاء الديني تنطبق أيضاً على القومية والعنصرية.
    kadınlara yaklaşımına bak itiraf etmelisin ki ahab'in içinde saflık var hayır, bütün itiraf edeceğim senin pervasız olduğun babamın intikamını almak istediğim için mi? Open Subtitles لديه تلك الطريقه فى تعامله مع النساء ولكن يجب ان تعترف انه يوجد بداخله بعض النقاء لا
    saflık, ayıklık ve beyaz Hıristiyanların İsa'sı. Open Subtitles باسم النقاء والاعتدال والمسيحية البيضاء.
    Hatta saflık da güzeldir. saf olmayı hatırlayamıyorum. Open Subtitles النقاء جميل، لا أتذكر آخر مرة شعرت فيها بالنقاء
    Bu saflık senin bir sonucu olmadan öldürmeni sağlıyor. Open Subtitles هذا هو النقاء الذي تريده القتل من دون عواقب
    saflık, kesinlik, eski geleneğe dönüş, bunların peşindeyken mükemmel topluluk ve mükemmel insanın ölümcül hayallerine kapılıyorlar. TED إن النقاء والقناعة والعودة إلى التقاليد الأصيلة والسعي لتحقيقها يمكن أن يؤدي إلى رؤى قاتلة لمجتمعات مثاليّة وأُناس مثاليين.
    Ve o an, herkesin üzerinde saf ve lekesiz bir biçimde... ayakta duracağız. Open Subtitles في تلك اللحظة، سوف نعلو فوق كلّ شخص النقاء والطهارة
    Ayrıca hepimiz senin saf bir melek olmadığını biliyoruz değil mi, küçük Purslane? Open Subtitles إضافة إلى كلنا نعرف بأنك لستِ ملاك النقاء أهو قليلا بروسلين؟
    Yani, şimdiye kadar piyasada görmüş olduğum en saf mal bu. İçmek için yeterince sert. Open Subtitles أعني، هذا النقاء لم أره من قبل في الشوارع، قوي كفاية للتدخين
    Bu temiz pak eyalette hava durumu sunmaya artık dayanamam. Open Subtitles لا أستطيع القيام بمواجهة الطقس بهذا النقاء, وهذه المنطقة غير الملوثة تماماً
    Alessandro Manzoni Günahın ve saflığın Muhalefeti. Open Subtitles تعارض النقاء و الخطيئة فى عالم " آليساندرو مانتزونى"
    Bu akşam Bekâret Yemini Balosu'nda neler olacak merak ediyorum. Open Subtitles لدي فضول بخصوص ما سيحدث في حفلة النقاء الليلة
    Um, çünkü bu hikayeler anlatmak için bir bahane, mesela, erkek arkadaşlığın ve bağlılığın saflığı. Open Subtitles لأنها الذريعة لاختلاق قصص عن النقاء والصداقة الذكورية والتفاني في التضحية
    Siz de bizler gibi olup, Söz yüzüğü takmak istiyor musunuz? Open Subtitles هل تردن أن تكن أطفالا محبين مثلنا وترتيدن خواتم النقاء أيضا؟
    İnsanı bu saflıkta eroin almaya iten... sebep ne olabilir ki? Open Subtitles .. ماذا يحدث للمدمن الذي يتعاطى هيروين بهذا النقاء ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more