Tartışma bölümünü kapandı, ateşli bölüm hala devam ediyor desek daha iyi. | Open Subtitles | لنقل أن جزء النقاش قد توقف لكن الجزء الساخن ما زال مستمر |
Bu, öğrencileri devam etme konusunda heveslendirdi ve ayrıca herkesin aynı anda aynı şey üzerine çalıştığı anlamına geliyordu. Eğer bir Tartışma forumuna giderseniz, Birkaç dakika içinde bir arkadaşınızdan cevap alabiliyordunuz. | TED | وقد دفع هذا الطلاب للمضي قدماً وكذلك عنى أن الجميع يعملون على نفس الموضوع في نفس الوقت لذلك إذا ذهبت إلى منتدى النقاش يمكنك الحصول على الاجابة من نظير لك خلال دقائق |
Yanılıyor muyum, yoksa biz bu tartışmayı daha önce yapmadık mı? | Open Subtitles | هل انا مخطأ, ام اننا لم نقم بهذا النقاش من قبل؟ |
Bu konuyu onunla tartıştık zaten bir de seninle tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لقد خضت هذا النقاش معها مسبقا، ولا أريد خوضه معك مجددا. |
Yayınlanırken, Sor Juana'ya kendisini tartışmaya değil duaya adaması konusunda uyardı. | TED | في المنشور، نصح سور جوانا بتكريس نفسها للصلاة بدلاً من النقاش. |
Sen ve eşin hem iki rehineyi hem de CIA'i en çok ilgilendiren şeyi korumayı başardınız konuşma bitmiştir. | Open Subtitles | وحتى الان انت و زوجتك تمكنتم من حماية كلاً من الرهائن و افضل مصالح السى اى اية نهاية النقاش |
Yine de, Konu hakkında konuşmaya başladık ve gelişmeler ardı ardına geldi. | TED | ولكنه كان منفتحاً على النقاش .. ومن ثم .. تناقشنا ..حينٌ بعد حين .. |
Ve eğer biz, insanlar, bu değişimin önemli bir parçasıysak, bence, bu konuşmayı hissedebilmemiz önemlidir. | TED | وإذا كنّا نحن البشر جزءًا حيويًا من هذا التغيّر، أعتقد أنه من المهم أن نتمكن من الإحساس بهذا النقاش. |
İlk adım, tartışmanın şartlarını genişletmek ya bu ya şu ikilem çerçevesinden uzaklaştırmak. | TED | الخطوة الأولى هي توسيع شروط النقاش بعيدًا عن إطار إما هذا أو ذاك. |
Herkes inanılmaz sıkılmıştı, çünkü bu Tartışma üç hafta sürdü. | TED | وقد أصاب الجميع نفور فظيع في الواقع، لأن هذا النقاش استمر لمدة ثلاثة أسابيع. |
Nihayetinde amaç Tartışma konusu oluyor. | TED | وفي جميع الأحيان، فإن النقاش يدور حول الجهل. |
ES: Bildiğiniz gibi bu tartışmanın parçası olan herkes benim ve benim şahsım üzerinden, beni tanımlamak üzerinden Tartışma yürütüyor. | TED | إد: أنت تعرف كل شخص تعرض لهذا النقاش يعاني ليتفهمني وليتفهم شخصيتي وكيف بإمكانه أن يصفني. |
Ve umut ediyorum Tartışma bu yöne kayacak ve zamanla gördüğümüz de bu. | TED | وهذا ما آمل أن يتجه إليه هذا النقاش, ونحنا شاهدنا تقدمًا ملحوظًا خلال الزمن. |
50 yıl kadar önce, yeni dominant medya hakkındaki Tartışma şiddetleniyordu: televizyon. | TED | قبل أكثر من 50 عامًا، كان النقاش محتدمًا حول وسيلة الإعلام المسيطرة حديثًا، التلفاز. |
PISA bu tartışmayı değiştirdi ve erken çocuk eğitimini Almanya'daki kamu politikasının tam merkezine oturttu. | TED | قام برنامج پيسا بتغيير هذا النقاش ووضعت تعليم الأطفال الصغارفي مركز أولويات السياسة العامة بألمانيا. |
Ancak özünde, muhafazakar felsefeyi ilerleten ve tüm bu tartışmayı konuyla alakalı yapan iki şey var. | TED | ولكن هناك شيئين في الصميم ، وأعتقد بأنهما يحركان الفلسفلة المحافظة التي هي في الحقيقة ذات صلة في هذا النقاش كله. |
bunlardan biri, yıllardır tartışmak hakkında düşünen biri olarak, on yıllar oldu artık, daha iyi tartışır oldum, | TED | و واحدة من الأحجيات هي أن مع تفكيري في النقاش خلال السنوات، أصبحت عقود الآن، تحسّنت في الجدال، |
Buradan çıkış yolu bulana kadar bu tartışmaya son vermeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نوقف هذا النقاش لحين أن نجد طريقةً للخروج |
Bir yıl önceki konuşma, hangi CEO'nun daha İsavari olduğuyla ilgiliydi. | TED | كان النقاش منذ عام فقط حول أي رئيس تنفيذي يشبه المسيح أكثر؟ |
Demek ki gerçekten üstünde düşünmemiz ve konuşmamız gereken bir Konu. | TED | فمن الواضح أنه موضوع يحتاج إلى عناية فائقة وإلى النقاش. |
Ve de bu konuşmayı yekparelikten tek çözümlü olmaktan kurtaracak ve çeşitlilik sağlayacak yollardan yardım edebilecek. | TED | وإيجاد طرق أخرى لتشجيع النقاش ضد هذه الحلول الفردية و الأحادية، ومع تعددية الأشياء |
Ve sonra, bu tartışmanın, benim çevremde coğrafi sınırlar çizdiğini düşündüm. | TED | وبعدها بدأ هذا النقاش برسم حدود جغرافية حولي |
münazara takımının kaptanı değildin, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تكن في فريق النقاش في المدرسة أليس كذلك؟ |
Evet, "Görünmezlik Pelerinimi", böylece senin gibi ruhsuz diktatörlerle konuşmak zorunda kalmayacağım. | Open Subtitles | نعم, عبائتي الخفيّة لكي أتفادى النقاش مع أشخاص ديكتاتوريين بلا أرواح مثلك |
Yani, bence mühim olan İnternetin iyi adamlara kötü adamlardan daha fazla yardım edip etmeyeceğine dair tartışmalar değil. | TED | ولذا، السؤال المهم، في رأيي، ليس النقاش عما إذا كان الإنترنت سيساعد الأخيار للتغلب على الأشرار. |
Genellikle de siyah insanlar. Bu politik tartışmaları geçelim. | Open Subtitles | لننسى النقاش السياسي ، من أين حصلت على مادة الـسمتكس |